Biri Ermeni, biri Kürt, diğeri Türk üç arkadaş yolda giderken susamış; o sırada gözlerine bir bağ ilişmiş. Salkım salkım üzümler… “Girelim bahçeye, sahibi varsa parasını verir afiyetle yeriz. Yoksa, bir iki salkım üzümden ne çıkar” diye düşünmüşler. Üzümleri tam yemeğe başlamışlar ki, bağın sahibi gelmiş. Ermeni’nin üzerinde papaz kıyafeti varmış. Onun, farklı bir dinden olduğu anlamış bağ sahibi; diğer ikisine sormuş: “Siz kimsiniz, nesiniz?” Biri Kürt, diğeri Türk olduğunu söyleyince, üçüyle bir arada başa çıkamayacağı için, basmış papaza dayağı. “Bunlar benim din kardeşim. Ya sana ne oluyor?” Papaz, “Parasını ödeyecektim” dese de, bağcının sopası sırtına inip duruyormuş. Kürt ve Türk, tepki vermeden bu dayağı seyretmiş. Papaz yere yıkılınca, bağcı bu defa Kürt adama dönmüş: “Sen benim din kardeşimsin ama, gene de kuyumuzu kazarsın. Arkadaşınla aynı ırktanız. Benim kanımdandır. Yesin malımı, helâli hoş olsun.” Bu defa Kürt’ü dövmeye başlamış, Türk’ün sesi çıkmamış. Onu da hakladıktan sonra, bağcı, Türk’e yönelmiş: “Tamam anladık, Türksün, aynı kandanız, aynı dindeniz fakat, sahibi olmadan başkasının bağına girilir mi?” diye sormuş; bu defa ona vurmaya başlamış. Türk, bir yumrukla yere yuvarlanınca Kürt’e dönmüş ve “Biz” demiş “İlk başta, papazı dövdürmeyecektik.”
Bu hikaye aslında bizlere çok şey anlatıyor. MEB öğretmen alımı için mülakat yapıyor ve -+5 kuralı konuyor. Fakat gel gör ki Türkiye’de kurallar çiğnenmek için konulur sözü bir daha tahakkuk ediyor ve bu kural da çiğnenip mülakatlarda +34 puana varan ek puanlara rastlıyorsunuz. Biz papazı dövdürmemekte kararlıyız!
Peki bu ne demek oluyor?
1- Ülkenin bir Milli Eğitim Bakanı ve aldığı bir karar var ortada ama komisyonlar tabiri caizse ‘’Bakanı takmıyorum’’ diyor.
2- Bazıları hala dayılık kurumunu faal olarak kullanıyor.
3- FETÖ’nün yarattığı mağduriyetler şimdi başkalarının eliyle yapılıyor.
4- Ülkede liyakat ve işi ehline verme gibi cümlelerin artık içi boşalmış.
5- Öğretmenlik gibi toplumda hürmete layık bir meslek pespaye bir hale sokularak bilgiye ve eğitime olan güvenin azalmasına yol açıyor.
Daha sayamadığım birçok şey…
Şu an yapılacak en mantıklı şey belki de bir an önce bu mülakat uygulamasının kaldırılıp yerine daha objektif kriterlerin ikâme edilmesi olacaktır.
Bu ülkede mülakatın karşılığının ne olduğunu halk çok iyi biliyor.
Referans değil…