"Enter"a basıp içeriğe geçin

Birlik Dayanışma Mücadele

Birlik Dayanışma Mücadele

 

Öğlenden itibaren alanda toplanmaya başlayan kalabalık her geçen dakika çoğalıyordu. Alanın her köşesinde oyunlar oynayan, halay çeken gençler vardı. Bayrak ve flamalar ortalığı kaplamış tam bir bayram havasına büründürmüştü.

O günlerde ne kadar örgüt, dernek ve sendika varsa hepsi de alana geliyordu. Konuşmalar başlayıp neredeyse bitme noktasına geldiğinde bile hala alana gelmeye çalışan, adeta akan bir kalabalık mevcuttu.

Saat 19.00 civarında, DİSK kurucusu ve genel başkanı Kemal Türkler konuşmasını sonlandırmak üzereydi ki önce birkaç el silah sesi geldi. Ardından silah sesleri kesilmemecesine çoğaldı. İnsanlar panik halindeydi. Kimisi yere yatmış gelen mermilerden korunmaya çalışırken büyük çoğunluk açmaya çalışıyordu.

Renault marka beyaz bir Toros araba alana girmiş hızla ilerlerken içerisinde bulunan sivil kişiler kitleye ateş açıyordu. Polis panzerleri de alana girmiş, ateş edenlere değil kitleye müdahalede bulunuyor, insanları eziyordu.

Panzerlerin müdahalesi ve kitleyi sıkıştırmasıyla insanlar Kazancı yokuşuna doğru gitmeye başladılar. Kalabalık çok büyüktü ve panik halinde koşuyorlardı. Kazancı yokuşunun başında yol bir kamyonla kesilmişti. Bilerek kesilmiş gibiydi.

Kitlenin ön tarafındakiler kamyon tarafından kapanmış yoldan zorlukla geçmeye çalışırken kitlenin arka tarafındakiler durumun farkında olmadıkları için ön tarafı sıkıştırıyorlardı. Kitlenin arka tarafı Kazancı yokuşunun başında mecburen yavaşlayan ön tarafı sıkıştırınca olan oldu.

Bir çok insan ezilme ve boğulma tehlikesi geçirdi. 28 kişi boğularak ve ezilerek Kazancı yokuşu başında hayatını kaybetti. Arkadan kitlenin üzerine gelen panzerlerin altında kalanlarda birisi de hayatını kaybetmişti.

Açılan ateş sonucu birçok kişi baş ve gövdelerinden yaralanmış, 5 kişi de yaşamını yitirmişti. Toplamda 34 kişi yaşamını yitirmişti.  (En son bianet’in yaptığı haberde DİSK Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi Müdürü Fahrettin Engin Erdoğan, 2009’da bu isim ve sayı tartışmasını netleştirmek için bir çalışma yaptığını okuduk. Onun belirlediği rakam şu an 41. Ancak kesinleşmiş bir liste değil henüz.)

Bayram coşkusu içinde başlayan 1 Mayıs 1977 mitingi kana bulanmıştı.

10’u kadın 34 kişinin yaşamını yitirdiği kanlı 1 Mayıs 1977 katliamının üzerinden 39 yıl geçmesine rağmen yeterince soruşturulmadığından ne failler bulundu ne de katiller ortaya çıktı.

Katliamı gerçekleştirenler yerine 1 Mayıs gösterisine katılanlar arasında bulunan sendikacı ve sol örgüt mensubu 98 kişi 14 yıl boyunca yargılandı. Hiçbir sonuca ulaşılmadı. Ulaşılamazdı da. Katliamı yapan/yaptıran provokatörler yakalananlar içerisinde değildi.

İHD Kurucusu ve o dönem 50 yaşlarında olan ve olay başladığında annesi ile birlikte İnter Continental otelin otoparkına sığınan Leman Fırtına şöyle anlatıyordu;

İnter Continental otelin üst katlarından ve sular idaresinin çatısından ateş edildiği söyleniyordu. Hatta bunu gören, fotoğrafını çekenler bile vardı.

“Hadi bakalım’ dedim anneme, kızları arayacağız otelde.  Bir merdiven vardı, onu çıktık, tekrar bir cam kapı önüne geldik. (…) Kapıları açıp bakıyorum ben. Odalara mı saklandılar falan diye… Alt kattaki bir odanın kapısını açtım. Perdeleri kapalı bir oda. 10-12 kişi, önlerinde fermuarlı valiz gibi çantalar, parkalı çocuklar oturuyorlar. Artık polis midir, sivil midir nedir bilmiyorum. Ve o amir, ‘Hanım hamile gelinlerini arıyor’ dedi ve kapıyı hemen çekti. Zaten oradakiler beni görünce telaşlandılar gibi böyle, hemen kapı çekildi.” (1)

Dönemin Mali Şube Müdürü Recep Ordulu beyaz Renault için, “Polis Reno’suydu” , içerisindekiler için de ““Halen bir ilin emniyet müdürü” diyordu. Bahsettiği kişi Mete Altan’dı.

1 Mayıs katliamının MİT Müsteşar Yardımcısı Hiram Abas’ın, o dönem yakın çalışma arkadaşlarından Mehmet Eymür, yine MİT bölge sorumlusu Nuri Gündeş, yine MİT’te çok önemli görevlerde bulunan (askerler adına) Orhan Kilercioğlu tarafından planlamasının yapıldığı söyleniyordu.

Dönemde DİSK ve Maden-İş’in Hukuk Dairesi Müdürü Rasim öz miting boyunca 8 mm’lik kamerasıyla çekim yapmıştı. Çekiminde Sular İdaresi’nin üstündeki çelik yelekli, ince, uzun namlulu, sivil giysili, polis oldukları anlaşılan kişiler açıkça görülüyordu.

Ayrıca polis telsizi deşifrelerinde, “ses bombası atın”, “kitleye su sıkın”, “sirenleri çalın” gibi emirler geçiyordu.

O dönem İnter Continental otelinde çalışan personel korktuğu için isimlerini vermek istemiyor ama dönemin Oleyis Şube Başkanı Ali Kocaman’a Amerikalıların geldiğini, orada kaldıklarını, personelin içeriye sokulmadığını, sadece çay kahve götürdüklerini, polislerden ve onlardan başka kimse olmadığı ve olayın akabinde uçup gittiklerini söylüyorlar. (2)

Yaklaşık yarım milyon insanın toplandığı ve Türkiye tarihine en kalabalık, en coşkulu mitingi olarak geçen 1977’nin 1 Mayıs’ı aynı zamanda 34 insanın ölümüyle sonuçlanan bir katliam olarak da yerini almış oldu.

Bilinen tüm bulgulara rağmen saldırı, ateş etmeler ve kitleyi galeyana sürüklemeler hakkında hukuksal işlem yapılmadı.

1986’da Şikago’da işçilerin günlük 12 saat, haftalık 6 gün olan çalışma sürelerini, günlük 8 saat ve haftada 5 güne düşürülmesi için başlattıkları ve 2. Enternasyonal’in 1989 tarihinde işçilerin birlik, dayanışma ve mücadele” günü olarak ilan edilen 1 Mayıs kanla başladı, kanla devam etti.

İşçilerin birlik, dayanışma ve mücadele gününün kendilerine ve insanlığa güzel günleri taşımasını umut ediyorum.

 

 

 

 

1.http://bianet.org/bianet/toplum/146248-1-mayis-1977-neden-ve-nasil-kana-bulandi

2.http://www.birgun.net/haber-detay/1-mayis-77-bir-kirilma-noktasi-ve-aydinlatilmamis-kitle-kirimi-2-27765.html