Şekli ‘’adam’’ olup da ”adam” sıfatı taşımayanlara verdiğim isim ‘’karton adam’’. (Buradaki ‘’adam’’ kelimesi insan anlamında kullanılmıştır; kadın, erkek, üçüncü cinsiyet fark etmez)
Belki de etrafın karton adamlarla sarılı ancak henüz bunlara bir isim vermeyi düşünmemiş olabilirsin. Gel anlaşalım; burada yazdıklarıma uyan birini görürsen o’na karton adam diyelim bundan sonra. Böylece her seferinde uzun uzun vasıflarını sayarak gerilmekten hem de vakit kaybetmekten kurtuluruz. Hatta bu yazıda da KA diye bir kısaltma kullanalım ki; yazması kolay olsun.
Öncelikle KA mümkün olduğunca sıradan görünür; saçı, sakalı, urbası torbası içinden geçeni belli etmeyecek kadar ‘’halktan’’dır. Her meslekten olabilir. Hatta bazıları ‘’tahsilli’’ dahi olabilir. Kimi zaman esnaf, kimi zaman avukat, kimi zaman kasap ya da profesör olarak çıkar karşına. Sayısı öyle çoktur ki; hem mahallede hem devlet dairesinde ya da minibüste ve sıkça televizyonda görmeye aşina olduğun için ‘’normalin’’ bu olduğunu sanırsın.
Görüntüyü kabaca tarif ettikten sonra ‘’fikir’’ yapısına biraz bakalım. Ama bir problem doğuyor burada. Bu adamın bir fikri yoktur! Kafatasının içinde taşıdığı ‘’jöle’’ tıbben beyin gibi görünür ancak, işlevsel olarak fikir üretme fonksiyonu yoktur. Ezberi iyidir, işine yarayacak cümleleri hiç unutmaz. Tahmin edeceğin gibi bunun fikri ezberdir. Ya akıl danıştığı birileri vardır, ya da ‘’o’’ ne derse doğrudur diye kabul ettiği birileri… Böylece ne fikri ne de vicdanı hürdür. KA yı birkaç cümlelik bir sohbette bile hemen tespit etmen mümkün. Şu konularda birkaç soru sorman yeter. İnanç, parti, futbol, TV.
İlk olarak futboldan aç konuyu zira kendisi bu konuda ‘’uzmandır’’ Önce hangi takımı tuttuğunu sor ve aynı takımı tuttuğunu söyle. Birden yılışık bir samimiyet havasına girdiğini göreceksin. Alamanyada hemşehrisini bulmuş gurbetçi gibi sevinir. Endişe etme, futboldan anlaman gerekmiyor, sen konuyu aç o gerisini getirir. İtalya’nın küme düşmüş üçüncü lig takımının kadrosunu sayar sana -hatırlarsan ezberinin iyi olduğunu söylemiştim az önce-. Bu türün yetiştirilme yöntemi budur: Meşin yuvarlağı eline ver aklını al! Takım oyuncularının ismini ezberlemekle talim ettirilen KA asli ezber konularına hazır hale getirilir bu yöntemle.
Şimdi Televizyondan konuya devam et. Az önce söylediğim şey geçerli, panik yok senin televizyon izleyicisi olman gerekmez, çünkü maç izleyen, maç bitince yorumunu izleyen, spor haberi başlığı altında futbol haberi izleyen, maçın tekrarını izleyen KA, TV konusunda da uzmandır. Evine gidersen TV karşısındaki kanepede KA nın sırt kalıbını görebilirsin. Maç, maç özeti, maç yorumu, maç suyu bitince ‘’haber’’ izler KA. Ancak haber edinmek için, haber kanallarını değil de hani sona doğru konuşan karpuz bulundu, falan manken umreye gitti, neremize ne sürersek faydalı olur şeklinde haber yayını yapan dizi kanalını tercih eder. Dizi kanalı demişken dizi izlemeye de bayılır. Hödükler duymasın, arkasında sokaklar, hırtlar vadisi, yengesini seven oğlan gibi diziler kimin sayesinde reyting rekorları kırdı sanıyorsun. İşe gitmediyse ya da emekliyse evlenme programı izler. Bir tür tatmin yaşar tv karşısında. Zira ne evdekinden memnundur ne de zenci gırtlağına sahiptir!
Ezberi futbolla kuvvetlendirilmiş, maç özetlerinin arasındaki deterjan reklamlarıyla aklı temizlenmiş ve dizilerle kişiliği iğdiş edilmiş ‘’KA beyni’’ siyaset zerk etmeye hazır haldedir artık!
Futbol, TV derken KA ile ‘’kanka’’ olunduktan sonra konu siyasete gelir. Dikkatli ol, zira bu konuda imanını gölgede bırakacak inançları vardır. Sen onunla aynı görüşte değilsen mutlaka seni ‘’dış güçler’’ yönetiyordur. Bu cevabı daha öncede duyduğundan eminim (hem de defalarca) . İyi ya işte, kendi Karton Adam listen hayli kabarık demektir. Oy pusulası bu adamın gözüne ‘’Fatihin fermanı’’ oraya basacağı mühür ‘’Kanuni’nin turası’’ gibi görünür. Sandık başında savcı, hâkim, kanun zanneder kendini. Verdiği oyla ‘’dünyaya nizam getireceğini’’ sanan KA ya, mührünü hangi partiye basarsa bassın ‘’kötü yönetileceği’’ henüz söylenmemiştir. Sen de söyleme çünkü KA söylenen şeyin doğruluğuna değil, kimin söylediğine bakar.
Sıra geldi en çetin meseleye. Din! Karşılaşacaklarını söyleyeyim zira ömrüm bu ‘’varlığı’’ incelemekle geçti. Dini konuda bir soru sorarsan diğer konularda bir şey sormana hiç gerek kalmaz; soru her ne olursa olsun duyacağın cevap şudur: Ben bu konuda çok emin değilim, bizim ‘’bi hoca’’ var gel beraber ona gidelim… Hocaya gittiğinizde önünüze bir kapı daha açılır; hoca da emin değildir, bir başka ‘’âlim’’ vardır o daha iyi bilir, kısır döngü devam eder gider…
Aaaa, dur bi dakka yahu! Ne ilginç değil mi? Futbolda teknik direktör, siyasette Kanuni, TV de Behlül olan adam gitmiş, ne sorsan ‘’ben bilmem hocam bilir’’ diyen bir ‘’ezik’’ gelmiş… Nedir bunun hikmeti? İşte burası zurnanın zort dediği yer. Bu adamla bu kadar uzun bir sohbete katlandığına ve daha futbol konusu açılır açılmaz orayı terk etmediğine göre; geçmiş olsun! Birazdan seni akşamki halı saha maçına davet edecek. Git git 😉 spor yapmış olursun…
Yeni arkadaşınla sana mutluluklar dilerim.
Resim Kaynak: http://5dk.blogspot.com.tr/2011/08/karton-adamn-anlar.html
İnsan