"Enter"a basıp içeriğe geçin

Savunma Sanayinde Türkiye

Tarih sahnesinde asırlardır yer alan Türk topluluklarının savaşçı özellikleri ve orduya verdikleri önem herkes tarafından bilinmektedir. Nitekim Asya Hun İmparatorluğu’nun ünlü hükümdarı Metehan’ın bilinen ilk nizami orduyu kurması ve orduda 10’luk sistemi geliştirmiş olması tesadüf değildir. Dünyadaki güç dengelerinin değişmesi ve coğrafyamız üzerinde giderek artan tehditler savunma sanayi yatırımlarının artırılmasına sebep oldu. Bu yatırımlar neticesinde ortaya çıkan projelerin birçoğu tamamlandı ya da tamamlanma aşamasında. Yazımda bu projelerin birkaç tanesinden bahsedeceğim.

2000’li yıllarda terör örgütlerine karşı kullanılmak üzere İsrail’den aldığımız İHA’ların (İnsansız Hava Aracı) teslimat süreçlerinin ertelenmesi ve dönem dönem arızalı olarak teslim edilmesi birçok baş ağrıtıcı soruna neden oldu. Bu tür sebeplerden dolayı 2006 yılında Bayar Makina ile Mini İHA projesi imzalandı ve kendi İHA’larımızı üretmeye başladık. 2007 yılının aralık ayında Mini İHA Sistemleri’nin ilk teslimatı gerçekleşti. Projenin başlangıcından günümüze kadar geçen süreçte TSK tarafından Güneydoğu’da ve Doğu’da muhtelif bölgelerde kullanılan 200’ün üzerinde Mini sınıfı İHA TSK envanterine katıldı. Bununla da sınırlı kalınmayıp yüzde yüz yerli silahlarla  donatılabilen “Bayraktar” isimli silahlı İHA projesine başlandı ve özellikle terörle mücadelede kullanılmak üzere TSK envanterine katıldı. Terörle mücadeleye önemli katkı sağlayan silahlı İHA’lar yüzde 93’lük rekor düzeyinde yerli sanayi katılım oranı ile üretiliyor. Tamamlanan önemli projelerden bir tanesi de Milli Piyade Tüfeği Projesi. 2016 yılının mayıs ayında seri üretimine geçilecek olan bu tüfek Türkiye’nin tamamen yerli imkanlarla geliştirilen ilk tüfeği olma özelliğini taşıyor. Türkiye’nin savunma sanayinde en önemli faaliyetlerinden biri olarak gösterilen bu tüfek 50’nin üzerinde testi başarıyla tamamladı. Üretime geçildiği andan itibaren 200 adet tüfek TSK envanterine katıldı. Gelecek yıllarda 200 bin adet tüfeğin envantere katılması hedefleniyor. Yurt içinde ve yurt dışında gerçekleşen mücadelerde Kara Kuvvetleri’nin elini bir hayli güçlendirecek olan “Altay” isimli tankın üretimini başlatacak olan proje 2008 yılında imzalandı. 2016 yılında tasarım ve prototip üretimleri başarıyla tamamlanan Altay’ın 250 adetlik ilk seri üretimi için hazırlıklara devam ediliyor. Bunlar gibi terörle mücadele kapsamında ve dış tehditleri bertaraf etmede elimizi kuvvetlendirecek birçok proje devam ediyor. Yıllardır dışarıdan temin etmeye çalıştığımız savunma sistemlerinin üretimini ülkemizde bizzat kendimiz gerçekleştiriyor olmamız dışa bağımlılığın en aza indirgenmesi yolunda önemli bir adım. Ayrıca ülkemizin yıllık harcamalarında önemli bir paya sahip olan savunma sektöründe dışa bağımlılığın azalması sektörün ekonomi üzerindeki yükünü azımsanamayacak derecede azaltıyor. Bu tür projelerin yalnızca savunma sektöründe değil her alanda gerçekleştirilmesi temennileriyle yazımı sonlandırıyorum.