Neden bunu yapar insanlar? Kendi hayatlarındaki koşuşturmalardan vazgeçip, insanların hayatına bu kadar müdahalede bulunup, başkalarının mutsuz olmasını sağlarlar? Kendi eksikliklerinden dolayı mı yoksa toplumda yalnız kalma korkusundan mı?
Yaşadığımız bu dönemde hepimiz bir uğraş içindeyiz. Bir yerlere gelmek, iyi konumlarda bulunmak, kendimize bir şeyler katabilmek aslında hepimizin ortak amacı. Mutlu olduğumuz işi yapmak, mutlu hissettiğimiz insanların yanında bulunmayı istemek… Hepimiz bunu arzulamaz mıyız? Peki, neden kendi hayatında mutlu olmayan insanlar, başkalarının önüne engeller koyarak insanları mutsuz etmeye çalışır? Bir insan, başkasının mutsuzluğundan nasıl mutlu olabilir şu hayatta? Bir insanın kendi hayatında hissettiği eksikliklerden dolayı sizi mutsuz etmeye çalışması… Yaşadınız mı bu durumu hiç? Yaşadıysanız sorguladınız mı NEDEN diye? İşte ben sorguladım. Gerçekten bu durum sizin kendi yaşantınızı etkilemeye başladığında sorgulamaya da o zaman başlıyorsunuz. Gün içinde üzüldüğünüz saat sayısı artınca fark etmeye başlıyorsunuz. Ben çok geç fark ettim. Çünkü insanlara konduramıyorsunuz, aranız bozulmasın istiyorsunuz, kurduğunuz arkadaşlığı, bu bağı seviyorsunuz… En önemlisi de dile getiremiyorsunuz. Sesli düşününce, sesli dile getirdiğinizde, puzzle parçaları tamamen yerine oturuyor.
Bu hayatta kimse birbirinin aynısı değil. İnsanları kendiniz gibi görmekten vazgeçin. Siz karıncayı incitmekten korkarken bir başkası korkmadan zarar verebilir, incitebilir. Siz fark etmeseniz de sizi manipüle etmeye çalışabilir. Kendinizle barışık olmanız, öz güveninizin sağlıklı bir şekilde sizde var olması, alacağınız kararları tamamen duygusal bir bakış açısıyla değerlendirmiyorsanız bu durum sizin hayatınızı etkileyemeyebilir. Ama herkes bu konuda sizin kadar şanslı da olmayabilir
Kendi hayatınızda eksik olmayan bir şey bir başkasının hayatında ‘eksik’ kalmış olabilir. Unutmayın ki bunu suçlusu hiçbir zaman siz değilsiniz. Kimsenin karakteri aynı olmadığı gibi yaşantısı da aynı değildir. Başkasının hayatındaki bir durum ’eksik’ olduğu için bu durumu kendi hayatınıza entegre edip, kendi üzüntünüz gibi içselleştiremezsiniz. Tabi ki bu yine sizin kararınız ama bu size mutluluğu getirmez. Sizde yaratacağı tek şey düşünmektir. Sahip olduğunuz duygular, bağlar, mutluluklar da sizin suçunuz değil. Kimilerimiz hayata 1-0 geride başlar kimilerimiz ise 1-0 önde. Bu durum hiçbir zaman size kötü hissettirmemeli, manipüle olmanızı kolaylaştırmamalıdır. Burada korunması gereken ince bir çizgi olduğunu düşünüyorum. Sevdiğiniz bir insanın yaşadığı durumu anlamak ile bu durumu içselleştirmek çok farklı şeyler. Bir insanı bilinçli bir şekilde anlıyorsanız eğer; ona yardımcı olmaya çalışırsınız. Kendi mutluluğunuzu paylaşır, iyi hissetmesi için elinizden geleni yapar, iyi hissetmesi için çaba sarf edersiniz. Bunun ayrımını yapmak size daha sağlıklı düşündürür.
İnsan psikolojisi çok karmaşık bir şey olsa da kendimizi yönetmek aslında elimizde. Önemli olan farkına varabilmek. Farkına varamadığınızı mı düşünüyorsunuz? Gözlem yapın, değerlendirin. Anlatın, anlamaya çalışın. Kimse sizin düşündüğünüz gibi ince düşünmeyebilir. Kimse sizin üzüldüğünüz gibi de üzülmeyebilir. Siz fark etmeseniz de sizi kendi mutsuzluklarıyla manipüle etmeye de çalışabilir.
Unutmayın ki ne kimsenin mutsuzluğu ne de kimsenin hayatındaki ‘eksiklikler’ sizde olmadığı için suçlu değilsiniz. Bu duruma üzülmek, hayatınızı etkilemek zorunda da değilsiniz. Sizin de bir hayatınız var sizin de hedefleriniz.
Bir 2. Kişi yüzünden mutsuz olduğunu saat sayısı çoğalıyorsa, saatin hemen pilini değiştirin çünkü ben öyle yaptım…