Meydanlar literatürde kent merkezinde yer alan kamusal alanlar olarak tanımlanıyor olsalar da bir şehir için çok daha fazlası demektir aslında. İnsanların bir arada yaşamaya başladığı ilk dönemlerden beri toplanma ve sosyalleşme ihtiyacını giderebilmek için kullandığı zaman zaman kanlı devrimlere şahit olmuş zaman zaman ise en büyük sosyal etkinliklere ev sahipliği yapmış meydanlar için şehrin kalbi demekten daha doğru bir tanım olamaz.
Tarihsel süreçte bakacak olursak meydanların ortaya çıkışı insanların toplu yaşama geçmesiyle paraleldir. Yapıldıkları ilk dönemde meydanlar, genellikle etrafları evler ile çevrelenmiş ve halkın toplanmasını sağlayacak büyüklükteki açık alanlar olarak tasarlanmışlar. Meydanların ilk somut örneklerine antik Yunan kentlerinde rastlıyoruz. Antik Yunan halkının Agora olarak adlandırdığı bu mekanlar şehirle ilgili politik, dini ,ticari aktivitelerin çoğunluğunun gerçekleştiği alanlardı. Genellikle şehir merkezinde yer alan Agoralar liman şehirlerinde liman bölgesinde de yer alabiliyordu.
Antik yunan şehirlerinin ardından meydanların bir başka örneği de Roma İmparatorluğunda karşımıza çıkmakta. Meydanlar Roma İmparatorluğunda forum adıyla anılmaktaydı. Antik Yunan şehirlerinin aksine Roma İmparatorluğunun ilk dönemlerinde yapılan forumlar bir köyün veya şehrin merkezine yapılmak yerine bütün yerleşim alanlarından bağımsız olarak birkaç yerleşim merkezinin orta noktasına inşa ediliyordu. Temel amacı ticaret ihtiyacını karşılamak olan bu alanlarda dükkanlar ve stantlar bulunuyordu. Bunun yanı sıra önemli bir sosyal alan olan forumlarda her türlü siyasi ve politik tartışma da gerçekleşiyor ve önemli kararlar bu forumlarda alınıyordu. Bu noktada bir parantez açmak gerekirse siyasi ve politik tartışmaların günümüzde açık bir biçimde tartışılabiliyor oluşunun ve farklı fikirlere söz hakkı verilmesinin temeli Roma İmparatorluğuna dayanmaktadır. Siyasi ve politik istişarelerin merkezi olan bu meydanlar Roma İmparatorluğundan günümüze demokrasi adına bize kalan önemli miraslardan biridir.
İmparatorluğun ilerleyen zamanlarında değişen devlet yapısıyla beraber Roma şehirlerinin de nüfusu ve şehir yapısı değişti. Yeni Roma şehirlerinde yapılan forumlar şehir merkezine ,ana caddelerin kesişim noktasına yapılmaya başlandı .Bu dönemdeki forumlarda ticari merkezin yanı sıra tapınak ve hamamlarda yer alıyordu.
Tüm örneklere bakacak olursak adı gerek agora gerek forum gerekse de meydan olsun hepsinin ortak özelliği yerleşim alanlarının en dinamik ve önemli unsurları olmaları. Meydanların geçmiş zamandaki popülerliği günümüzde de devam etmekte. Günümüz şehir hayatında önemli bir rol oynayan meydanlar yerel halkın aktif olarak kullandıkları alanlar olmanın yanı sıra turistlerinde popüler ziyaret noktalarından. Meydanların mimari tasarımlarının büyüleyiciliğiyle beraber herkesçe bilinen tarihi olayların bazılarının meydanlarda yaşanmasının da bunda payı büyük.
Örneklendirecek olursak Paris’te yer alan Concorde meydanı gerek mimari yapısıyla gerekse de Marie-Antoniette gibi birçok bilinen ismin idam noktası olmuş olmasıyla ün salmış durumda. Meydan bu özelliklerinden kaynaklı her yıl binlerce turiste ev sahipliği yapmakta. Venedikte bulunan Aziz Petrus meydanı ise mimari yapısıyla eş zamanlı olarak her yıl Papa’nın konuşmalarına ev sahipliği yapmasıyla ve Katolikler için önemli bir ibadet alanı olmasıyla bilinmekte.
Meydanlar aynı zamanda sinematik olarak da ilgi uyandıran mekanlardır. Birçok filmi izlerken o şehirdeki ünlü meydanlara denk geliriz. Gerek romantik sahnelerin arka planlarında gerek geçiş sahnelerinde sinema dünyasının bolca başvurduğu çekim mekanlarıdır. Bu anlamda verebileceğimiz en güzel örnek New York şehrinde bulunan Times Meydanı’dır. Neredeyse her Hollywood filminin bir sahnesinde karşımıza çıkan Times Meydanı kalabalığı ve rengarenk ışıklarıyla izleyenlerde merak uyandırmakta ve böylece yılda milyonlarca turist çekmektedir. Times Meydanı’nın ünlü özelliklerinden biride meydanın dört bir yanında yer alan büyük reklam panolarına sahip olması. Birçok farklı sektörden markanın reklamlarını verdiği bu ışıklı panolar meydanı adeta bir panayır alanına çevirmiş durumda olmasıyla meydana ayrı bir hava katmakta. Times Meydanı şu anda aktif bir ticaret merkezi olarak kullanılmasa da reklamlarıyla ticaret hayatına önemli bir katkıda bulunuyor, markalar Times Meydanında reklamlarını yapabilmek için adeta birbirleriyle yarışıyor.
Meydanların fiziksel olarak kullanımın dışında günlük hayatımızın içinde olmalarından dilimizde payını almıştır. Günlük hayatımızda meydan kelimesini belki de farkında bile olmadan bir çok söz öbeğinde kullanıyoruz. Meydan muharebesi, meydan dayağı, siyaset meydanı gibi söz öbeklerinde bile meydanın ne kadar çok ve farklı amaçla kullanıldığını rahatlıkla görmemiz mümkün. Bu söz öbekleriyle meydanların hayatımızda çok farklı alanlarda ne kadar aktif rol oynadığını bir kez daha fark etmemiz mümkün.
Meydanlar her ne kadar bulundukları mekana, zamana ve mimarisine göre farklı işlevlere sahip olsalar ve farklı kesimlere hitap etseler de ortak noktaları da bulunmaktadır. En başta da değindiğimiz üzere meydanlar kamu malı olarak sayılır bu sebepten herkesin kullanımına açıktır. Hatta meydanlar kamu malları arasında belki de en serbest şekilde ve rahat kullanılabilenidir. Bununla birlikte şehirde aktif kullanılan alanlar olmaları da tüm meydanlar için ortak paydadır.
Toparlayacak olursak, ilk meydandan günümüze kadar olan tüm meydanlar hangi amaçla kullanılırsa kullanılsın, kime hitap ederse etsin şehirlerinin ve dönemlerinin gözbebeği olmuşlar ve olmaya devam edecek gibi duruyorlar. Gerek kısa bir dinlenme molası vermek için gerek protesto yapmak gerekse de kültür sanat etkinliklerini düzenlemek için meydanlar her zaman halka açık alanlar oldular ve olacak gibi gözüküyorlar.