Türkiye’deki sağlığa gösterilen ilgiyle alakalı bir şeyler söylemek istiyorum. Annem, Şubat-Mart aylarında topuğundaki ufak bir yara nedeniyle hastaneye gitti. Verilen ilaçlarla herhangi bir iyileşme sağlanmayınca yapılan yeni incelemelerde damar tıkanıklığı olduğu ortaya çıktı. Tıkanıklık ve diyabet yaraya neden olmuş. Tedavi olarak anjio uygunlanmasına karar verildi. Nisan ayında hastaneye yürüyerek giren annem, o günden itibaren ayağını düzgün bir biçimde yere basamadı. Yapılan anjio sonucunda yara ilk haline göre 4-5 kat büyüdü ve topuktaki deri ölü ve basılamaz hale geldi. Geçen süre boyunca yara biraz daha büyüdü ve annem iyice yürüyemez hale geldi. Ağustos sonlarında yeniden MR çekilmesi sonucunda damarlarda yeniden tıkanma olduğu ortaya çıktı. MR sonucunda operasyon önerilmediği için tekrar anjio yapılmadı ve yaranın tedavisi için ‘oksijen tedavisi’ önerisiyle plastik cerrahına yönlendirildik. Plastik cerrahı, belgede yer alan operasyon önerilmiyor ibaresine rağmen 2 operasyonluk bir süreç uygulayacağını söyledi. İlk olarak topuktaki ölü doku operasyonla alınacak, ardından 15 gün boyunca yaraya pansuman yapılacak, 15 günün sonunda başka bir bölgeden alınacak doku ile topuğa yama yapılacak ve annem iyileşecekti. Eylül ayında ilk operasyon yapıldı ve ölü doku alınarak bölge açık yara haline getirildi. Ertesi gün pansumanın evde devam edileceği söylenerek taburcu edildi. Evde 15 gün boyunca pansuman yapıldı. Bu sürecin sonunda hastaneye gidildiğinde cerrah yaranın durumunu beğenmeyip aynı operasyonun bir daha yapılacağını ve annemin en az 15-20 gün hastanede yatacağını söyledi. Yapılan ikinci operasyonun ardından yaraya bir makine bağlanarak vakum tedavisine başlanıldı. Burada bir parantez açmak istiyorum. Makine bağlanarak tedavi edilecek yaraya sahip hasta nasıl taburcu edildi? Makineyi bağlayan görevliler bile böyle bir yaranın evde yapılan pansumanla iyileşmeyeceğini söyledi.
Yaklaşık 20 günlük tedavi sonrasında cerrah yarayı yine istediği durumda bulmadı ve 3. bir operasyon yapıldı. Ardından makine tedavisine devam edildi. Annemin hastaneye yatmasından yaklaşık 50 gün sonra 4. bir operasyon daha yapıldı ve 10 seans daha (ki yaklaşık 1 aylık süreç) makine tedavisi uygulanacağı söylendi. 1 hafta boyunca makinenin bağlanmaması üzerine annem cerrahla görüşmeye gitti. Burada belirtmek isterim ki yaklaşık 2 aylık süreç boyunca cerrahın annemle diyaloğu neredeyse yoktu. Bu görüşmede cerrah anneme 4 kez operasyon yapıp, annemin ayak numarasını 39’dan 36’ya düşürmelerine, 2 aya yakın bir süre hastanede tutmalarına rağmen artık bir şey yapamayacağını, annemi taburcu edeceğini söyleyip, oksijen tedavisini önerdi. Annemin madem iyileştiremeyecektin neden 4 kez operasyon yaptın, neden beni burada bu kadar tuttun sorularını ise cevapsız bıraktı. En başından oksijen tedavisi önerilmesine, operasyon önerilmemesine rağmen 4 operasyon yapıp, 2 ay hastanede yatıran cerrah annemi bir nevi deneme tahtası olarak kullanıp taburcu etti. Annem bu 3 aylık süreçte hem fiziki hem psikolojik olarak zarar gördü ve sonunda yürüyerek girdiği hastaneden adım atamayacak durumda taburcu edildi.
Başka hastalarla konuşunca da benzer durumlar yaşandığına tanık oldum. ‘Övünülen’ sağlık sisteminin özünde ne durumda olduğu ortada. Hastaların üzerinde tedavi deneyip işe yaramayınca, o vaziyette taburcu edebiliyorlar.
Yalova Üniversitesi Uluslararası İlişkiler (İng) öğrenciyim. Boş vakitlerimde aklımdakileri yazmayı severim. Dizi ve film aşığıyımdır.