Biz insanoğlu vicdan duygusuna hep çok değer verdik, vicdansız merhametsiz insanlardan yediğimiz her sille ile daha da önem vermeye gayret ettik. Her dost meclisinde, bazı insanların ne kadar bencil ve merhametsiz olduğunu sorguladık ve vicdan duygusunun olmayışı ile yaftaladık. Vicdansız insanlara hep çokça hüküm giydirip kendimizce falakalara yatırdık.
Sonra gün geldi ve devran döndü; yine aynı dost meclisinde siyaset ve siyasetin getirdikleriyle oluşan kaba şiddeti sorgulayıp, masum insanlara yapılan zulümleri haksız bulurken, gereksiz vicdan yaptığımızı ve fazla duygusal davrandığımızı söyleyenler ile karşı karşıya kaldık.
Gereksiz vicdan yapmak!
Ne acı bir cümle, siyaset kardeşi kardeşe kırdırdığı gibi bu sefer de tüm mağrurluğu ile vicdanlarımıza hüküm giydirdi.
Haksız yere zulüm edilen insanlara üzülmek şöyle dursun, ülkemizde haksız yere zulüm edilen insanların varlığından bile bihaberiz. Kendi dertlerimizle ilgilenmekten insanlara yardım etme fikrinden öyle uzaklaşmış, öyle yabancı kalmışız ki yüreğimiz hiç tanımadığı güzel duygulardan mahrum kalmış.
Aslında biraz da korkutulmuşuz; “Sus muhalefet olma atanamazsın”, “Her yerde fikirlerini insanlara söyleme yanlış anlarlar, şikayet ederler, hayatın kararır”, “Aman kızım haklısın mağdur insanlar var da başka türlü de düzelmez ki bu işler” gibi verilen birçok yanlış nasihatler gün geçtikçe artıyor hatta her yörede şive değiştirip geri önümüze geliyor.
Ne çok kolay değil mi; başka hayatlara gözümüzü kapatmak, birlik olmak gerekirken sorunlara karşı deve kuşu rolü üstlenmek. Milletçe sorunumuz olması gereken olaylar haberlerde magazin tadında anlatıldığı için mi bu duyarsızlığımız? Yoksa tek yürek olmamız için ille de bir kız namusu ve canından mı olmalı? Yoksa bir düşman kurşunu yiğitlerimize mi isabet etmeli?
Biz yüreğimize, merhametimize, vicdanımıza ne ara prangalar vurduk bu denli umarsız kalacak kadar bilemiyorum. Tek bildiğim yarına dair umudum hep var. Yeni bir bebek doğduğu sürece, doğan her bebek emeklemeyi öğrendiği sürece ve en önemlisi sokaklarda çocuk kahkahaları eksik olmadığı sürece yarına umudum hep var.
Umudum hep çocuklar ile var; umuyorum ki biz onlara kötülüğü öğretmeden onlar bize iyiliği tüm saflıkları ve güzellikleriyle öğretecekcekler.
Aldığımız her nefes nasıl ki yaşamamızı sağlıyor ve saniyeler içerisinde gelip geçiyor ise dünya hayatı da aldığımız nefes gibi gelip geçici, üstelik de ne zaman son olduğunu bize söylemeyecek kadar kibirli.
Gelin yalnız değil hep beraber var olalım, yürüdüğümüz dar sokakları merhametle, saygıyla, hürmetle, şefkatle genişletelim ki yarın gelecek olan nesillere geniş ve güvenli sokaklar bırakalım.
Hep beraber var olalım ki beyaz olalım.