Her sabah kalkıyoruz, hazırlanıp işimize veya okulumuza gidiyoruz. Aklımızda o gün veya gelecekle ilgili planlarımız var. Bunu böyle yapacağım, şunu şöyle yapacağım. Her şey yolunda görünüyor. Güneş tepede her yeri aydınlatıyor ve dünyamıza yaydığı ısı ve ışık ile hayat veriyor. Dünyada hem kendi ekseninde hemde güneş ekseninde olması gerektiği gibi dönüyor. Peki acaba gökyüzündeki tehlikelerden veya durumlardan haberimiz var mı? Her ne kadar hayatı akışına bırakmış olsak da dünyamızı ve evreni tanımakta fayda var.
13,7 Milyar yıl önce Big Bang(Büyük Patlama) gerçekleşti ve evrenimiz oluştu. Dikkat ettiyseniz “milyar yıl” dedim. Dile kolay bir insan 100 yıl ömre uzun der. Ya evrenin yaşı? Önce dünyamızdan başlayalım: Üzerinde canlı olduğu bilinen evrendeki tek gezegen. Uydusu olarak Ay var. Ve Güneş Sisteminde yer alıyor. Güneş sistemimizde Samanyolu Galaksisi içerisinde yer alıyor. Dünyamıza en yakın tehlike şüphesiz Meteor denilen Göktaşlarıdır. Çapları değişmekle beraber, dünya atmosferine girdikten sonra muazzam hızlanarak dünyaya çarpabilir ve hayatı yok edebilir. Nitekim bilim adamları da 60 milyon yıl önce dinazorların, dünyaya çarpan büyük bir göktaşı nedeniyle yok olduğunu düşünmektedir. Aynı tehlike biz insanlar için de geçerli.
Şu anda insanlık, Güneş sisteminin dışındaki yıldız sistemlerine yolculuk edemiyor. Aradaki uzaklık o kadar muazzam ki, şuan ki roket teknolojisi ile bize en yakın yıldız sistemi “Alpha Centauri”ye binlerce yılda yetişebilirdik. Bu sistemin bize uzaklığı 4.3 ışık yılı yani 40 trilyon km’dir. Yıldızlar arası seyahat edemediğimiz için evredeki diğer tehlikeler bizi çok ingilendirmiyor aslında. Ama değinmekte fayda var.
2.Büyük tehlike ise Karadeliklerdir. Bir çoğumuz bunu duymuştur, fakat içeriğine gelecek olursak; büyük kütleli bir yıldız, enerjisini tükettikten sonra kara deliğe dönüşür ve inanılmaz bir çekim gücüne sahip olur. O kadar ki hiçbir şey ondan kaçamaz. Işık bile. Güneş’i ve gezegenleri parçalayabilir.
Uzay, aslında insanlar için uygun bir ortam değil, kozmik ışımaların yoğun olması, meteorların çokluğu düşünüldüğünde çok büyük önlemler alınarak uzay yolculukları yapılabilir. Fakat sonsuza kadar da dünyada kalamayız. İnsanlık öyle veya böyle uzaya açılıp yeni, yaşanabilir gezegenler arayacaktır. Asıl önemli nokta bunun ne zaman gerçekleşeceğidir.