Ne mutlu ki, önümüzdeki günlerde milletçe çifte bayram sevincini yaşayacağız. Sonsuz merhamet sahibi olan yüce Allah’ın, Hz. İbrahim’e, evladı yerine kurban etmesi için bir koç göndermesiyle hulul eden Kurban Bayramı ile Anadolu’nun vatanımız olarak kalmasını sağlayan 30 Ağustos (Başkomutanlık Meydan Muharebesi) Zafer Bayramı’nı kutlayacağız.
Bir taraftan yüce dinimiz olan İslam’ın gereklerinden birini yerine getirip, bir nebze de olsa yoksulların yarasını sararken diğer taraftan bu vatan için can vermiş, kan dökmüş aziz şehitlerimizi ve bizim için verdikleri mücadeleyi anacağız. Ne mutlu ki böyle bir imana, böyle bir tarihe ve böyle bir millete sahibiz. Ancak ne yazık ki böylesi denk zamanlarda, muhakkak bir iki kendini bilmez ortaya çıkar. Bir ‘‘ötekileştirme’’ heyulasını ortada gezdirilir.
Bu, kimi zaman zafer karşılaştırması şeklinde olur, kimi zaman ‘‘siz-biz’’ şeklinde. Bu topraklar için can verenlerin, ‘‘sizli bizli’’ olmayalım diye kan döktüklerini akıllarına getirmeden.
Bunlardan biri de, Zafer Bayramı’na ‘‘bayramımız’’, Kurban Bayramına ise ‘‘Bayramınız’’ ifadelerini kullanan CHP’li Kadıköy Belediyesi. Meşruiyet ‘‘mazeretlerini’’ tahmin edebiliyorum. Ya laik devlet yapısında Müslüman olmayan vatandaşların da dikkate alınarak böylesi bir üslup kullanıldığını ifade edecekler. Ya da işin daha da kolayına kaçarak ‘‘basım hatası’’ olduğunu açıklayacaklar.
Tüm bunlara inat, diyeceğim; Kurban Bayramı da bizimdir, Zafer Bayramı da. Ne yobazların dini yozlaştırmasına izin veririz, ne de kafatasçı milliyetçilerin ya da radikal laiklerin dinimizi geri plana atmasına.
H. Nihal Atsız’ın, İtalya faşist lideri Benito Mussolini’ye söylediğinin aksine ‘‘Din Arabın, harp Türklüğün’’ değildir. Din de bizimdir, harp de. Tanrı Dağı’nda da biz varız, Hira Dağı’nda da. Biz, bizi biz yapanlarla bin yıldır bu topraklardayız ve de olacağız. Tarihimiz, medeniyetimiz ve imanımızla.
Selametle…
Sorma bana oymağımı, boyumu
Beş bin yıldır millet gibi yaşarım
Süngü beni ayırsa da vahdetimi unutmam
Dilde, dinde müşterekiz, hep gelmişiz bir belden
Devletimin kaygusuyla milletimi unutmam
Anadolu bir iç deniz, ayrılamaz dış elden.
Ziya Gökalp (Millet)
1989 yılı Diyarbakır’da doğan Mert Mahir GÖZ ilk ve orta öğretimini (2006) Diyarbakır’da tamamlamıştır. Yüksek öğretimine Uludağ Üniversitesi’nde (2007) başlayan GÖZ, buradaki eğitimini yarıda bırakıp Ankara Ufuk Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası Bölümü’nü burslu kazanmıştır. 2013 yılında Ufuk Üniversitesi’nden dereceyle mezun olan GÖZ, yine aynı üniversitede çift anadal programı (ÇAP) kapsamında Uluslararası Ticaret bölümünü bitirmiştir. Lisans eğitimini tamamladıktan sonra Hasan Kalyoncu Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda master yapan GÖZ, şuan İnönü Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi alanında doktora çalışmalarını sürdürmektedir. Politik tarih, siyasal sistemler ve uluslararası ilişkiler konularında birçok makalesi olan GÖZ, aynı zamanda Özgür Haber gazetesinde yazılarını kaleme almaktadır. Ayrıca GÖZ, kurucusu olduğu GOZMER (Güncel Ortadoğu Zabıtları Merkezi) çatısı altında ülke ve Ortadoğu’daki gelişmeleri değerlendirmektedir.