Eskidendi o çok eskidendi hiç bitmeyeceğine inandığımız aşklar, sevgiler, dostluklar. Hep söylenir ya, insanı en çok sevdiklerinin yaptıkları üzer diye. Çok fazla değer verdiğimiz her şey bir gün yitip gider. Sevdiklerimiz gittiğinde ise, hatıralarla baş başa kalırız. Hayat her zaman istediğimiz gibi gitmez. Hayatının içerisinde büyük bir alanı kaplayan her şey zamanla gönlünü acıta acıta kopar. Kopan gidenlerle yüreğin alışır acıya. İnsanoğlunun doğası hep sevmek üzerine kuruludur. Büyük hayal kırıklıklarımıza rağmen, hiç sevmekten vazgeçmeyiz . Bir gün gideceğini bile bile bağlanırız, sonrası uzun bir süre hiç mutlu olmamış gibi yaşar dururuz. Her ne kadar geçmiş, tecrübeyle sabit olsa da daha fazla sevebilmek için daha fazla çaba sarf eder, ömrün geri kalanın da düşler kurar dururuz. Oysa yaşadığın onca tecrübeden sonra sen de herkes gibiymişsin, geç anladım, ne çok büyütmüşüm gözümde vah vahlanmalarını yaşamaktansa, yalnız olmak daha iyidir! Sorgula kendini. Sevmeye ihtiyacın mı var? Peki sevdiğinde gerçekten sevildiğine emin olabilecek misin? Adını koyamadığın duyguları, uzun uzun düşünüp kendini inandırmak olabilir mi? İçindeki boşluğun sesi hep derinden ve güzel gelecektir. İnsan ne vakit kulağında fısıltılar duysa, o vakit varlığını inkar ettiği bir dolu duyguya inanmış bulur kendini. Şüphe duyduğun bir duyguyla, birini nasıl sevebileceğini düşünürsün? Hadi yine de birini sevdin, bu şüphe ile nasıl karşındaki insanın duygularına inanıp sorgulamadan, sevdiğini kalbinde taşıyacaksın? Bu yük ölüm acısından bile ağırdır dersem, bana inanacak mısın? Üzüleceksin elbette! Yaşadığın tekerrürler başına gelecekleri yine, yeniden, defalarca yazma şansı vermedi mi? Verdi! Sen ne yaptın? Kimse için bir değerin yok aslında. İnsan kendi değerini kendi belirler. Sen sen olmadığında anlamaktan yoksunlar. Tek fark bu! Hayata hangi tarafından bakarsan bak, canını nasıl acıtıyor değil mi? İnsanlar gitmez, sen olduğun yerde kalırsın. Hem de öyle bir kalırsın ki hayatta, benim hikayem aslında bu değildi diye sorgulamaya başlarsın kendini. Böyle kendinden gidersen, yanına kimseyi misafir bile etmez yeni umutların. Bize her zaman yeni umutlar lazımmış değil mi? Ziyan yok, biz istedikten sonra yüreğe iyi gelmeyecek hiç bir şey yok şu hayatta. Sevgiye varan yol nereden geçiyorsa bu güzel hayatta, haydi söyle bütün umut dolu hayallere geri dönsünler! Biz düşmeden bir an önce yakalamayı başarsınlar.