"Enter"a basıp içeriğe geçin

Antidepresan Gülümsemesi

Neye muhalefet olduklarını henüz kestiremeyen muhalefetimizin son günlerde sinirleri iyice harap oldu. Gittikleri her yerde vatandaştan tarih dersi, promosyon olarak da Osmanlı tokadı yiyen muhaliflerimiz bugünlerde ilaçlarını almayı belli ki ihmal ediyor.

Vatandaşı denize dökmekle tehdit eden Hüsnü’den sonra şimdi de CHP Milletvekili Tuncay Özkan Trabzon mitinginde yolu kapattığı gerekçesiyle kendisini uyaran polise “Çekil oradan it, hadi defol” diyerek hakaret etti.

Sormak gerek demokrasi, özgürlük, cumhuriyet nutukları atanlara “neden sesiniz çıkmıyor?” Bu olanları nasıl sindiriyorsunuz? Bu polis bu ülkenin polisi, bu tehdit edilen vatandaş bu ülkenin vatandaşı değil mi?

Siz bu zihniyetle mi yan yana yürüyeceksiniz? Bu zihniyetin bu ülkeye gerçekten huzur getireceğine, halkı bölmeyeceğine, insan haklarına ve özgürlüklerine saygı duyacağına mı inanıyorsunuz?

“Ananın da al git!” dedi diye yıllarca cırladığınız, her argümanınıza başlık ettiğiniz Erdoğan’a verdiğiniz tepkinin onda birini bu zihniyete vermeyecek misiniz?

Diktatör diye utanmadan yaftaladığınız Erdoğan, meydan meydan dolaşıp halkı kucaklarken, dün sizinle aynı safta olan DHKP-C’ li teröristler İstanbul Okmeydanı’nda yüzleri maskeli, elinde silahla kahvehane bastı. Haberiniz yok mu yoksa? Vatandaşı “evet” propagandası yapmaları durumunda ölümle tehdit etti. Pardon siz de haklısınız. Genel müdürünüz “bu tertemiz gençleri(!) alnından öpmüştü” değil mi?

Sizin özgürlük anlayışını neydi sahi? Açık oy, gizli tasnif, darbeler, inançları yüzünden insanlara baskı, sizden olmayanlara hakaret, “bu ülkede asıl olan biziz, biz ne dersek o olur” muydu?

Medeni ülkeler seviyesine çıkalım, uçaklara binelim, herkesin arabası olsun ama havaalanı, yol, köprü yapılmasın. Elektriğimiz kesilmesin, telefonlarımız ful çeksin ama baz istasyonu, santral yapılmasın. Özgürlük demokrasi olsun ama dindarlar nefes bile almasın, yobaz diye yaftalansın. Seçimde biz kazanırsak geçerli sayılsın. Kazanamazsak trafolara kediler girsin. İnsan hakkı olsun ama Müslüman hakkı olmasın. Eğitimde bir numara olalım. Eğitim herkesin hakkı ama başörtülüler okumasın. Bar, meyhane, pavyon açılsın ama cami açılmasın. Hiç medeni değil (!). Terör olmasın ama teröristler tutuklanmasın. Atalarımızı sevelim ama sadece Atatürk’ü. Diğerlerini yerden yere vurmak fikir özgürlüğü olsun. İradeye sövüp sayalım, hakaret edelim ama bizi kimse eleştirmesin. Bu mu gerçekten hayalinizdeki demokrasi ve özgürlük?

Eğer buysa size bir haberim var. Rüyanızda bile göremezsiniz artık. Siz o hakkınızı kullandınız. Sizin için güzeldi, geldi geçti. Bundan sonra ancak “bir zamanlar…” diye başlayan hikayelerinizin konu başlığı olur o günler.

İyisi mi siz ilaçlarınızı aksatmayın. Yoksa böyle halüsinasyonlar görmeye devam edersiniz maazallah. Antidepresan gülümsemeniz yüzünüzden eksik olmasın.

Selam ve saygı ile…

 

Haftanın güldüreni:

Tabiki Kılıçdaroğlu; “Koalisyonların olduğu dönemlerde de istikrar olmuştur. Almanya’yı alalım… Almanya’da koalisyon var değil mi? Almanya Avrupa’nın en güçlü ülkesi… Bizde neden olmasın? Elbette her parti tek başına iktidara gelmek ister. Bizim de hedeflerimizde o var.”

Haftanın itirafı:

Angela Merkel; Almanya’ya gelen sığınmacılara yardım edenlerle Başbakanlıkta bir araya geldiği toplantıda konuşan Merkel, Afrika’da kabilelerin bölgelerine bakılmadan gelişigüzel sınırların çizildiğine işaret ederek, “Sömürge döneminde Afrika’da günaha girdik” ifadesini kullandı.

Haftanın trajikomiği:

Pelin Batu; “Ben buraya gelirken anneme yalan söyledim. Bunu söylerken gözlerim doluyor, çok üzülüyorum. Niye söyledim anneme; şiirlerimi bamak için fotokopiciye gideceğim dedim. Çünkü annem benim için korkuyor. Kızının hapse girmesinden korkuyor. Kızının sokakta vurulmasından korkuyor.

Haftanın hadsizi:

Tuncay Özkan; Trabzon Maçka’da referandum çalışması yapan Özkan park yapılması yasak olan caddede durmak isteyince polisle tartıştı. Özkan polis memuruna, “Çekil oradan terbiyesiz, edepsiz seni. Defol oradan, it”  diyerek hakaret etti.

Haftanın golü:

Deniz Pınar Atılgan; “Cumhuriyet kadını olarak, ekibim ile birlikte, Yeni Anayasa’ya “Evet” diyeceğiz. Atatürk, iç ve dış tehditlerin olduğu bir dönemde halkımızı örgütledi ve işgalci kuvvetler ile mücadele etti.” şeklinde konuşan Deniz Pınar Atılgan, böyle bir dönem Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın yanında olmalıyız ve desteklerimizi esirgememeliyiz.” dedi.

Haftanın dik duruşu:

Devlet Bahçeli; “16 Nisan’ın Türkiye’nin kamburlarından kurtulması için bir milat olmasını Allah’tan diliyorum” dedi. Sözlerini Yusuf Has Hacib’in duası ile bitirdi. “Ya Rab devletimizi artır, dileğimizi ver. Her işimizde arka ol, desteğini ver.”

Haftanın gurur tablosu;

Recep Tayyip Erdoğan; Esad’ın İdlib’deki kimyasal saldırısında iki evladını kaybeden Suriyeli babaya taziye ziyareti ve babanın Erdoğan’ı alnından öptüğü kare.