"Enter"a basıp içeriğe geçin

Yazar: Osman Erdoğan

1986 yılında Diyarbakır'da doğan Osman Erdoğan halen Milli Eğitim Bakanlığına bağlı devlet okullarında sınıf öğretmeni olarak görev yapmaktadır. Bir süre Silvan Mezopotamya gazetesinde hikaye yazarlığı yaptıktan sonra, fikirkazani. com isimli İnternet sitesinde öykü yazmaya devam etti. An'da Anlık Hikayeler isimli ilk öykü kitabı 2018 yılında yayınlanan Osman Erdoğan Kendisini okur yazar bir öğretmen olarak tanımlıyor. Osman Erdoğan evli ve iki kız çocuğu babasıdır.

Eserleri:

An'da Anlık Hikayeler

Altı Gün

Beyaz Spor Ayakkabı

Kapıyı hızlıca açtığımda, kapının önünde durmakta olan beyaz renkli kediyi ürküttüğümü fark ettim. Kedi gözlerini gözlerime dikip, bir sonraki hareketi için tetikte beklerken, bense onu ürküttüğüm için çok üzgündüm. Elimde tutmakta olduğum beyaz spor ayakkabılarımı yere bırakmakta tereddüt ediyordum. Kış mevsimi başlayalı beri giymediğim bu spor ayakkabıları raftan almak için…

Yorumlar kapalı

Temsilci

Yaratıcı’nın, insanı yeryüzüne temsilci olarak gönderdiği gerçeğine bir dokunuş, Yaratıcı, dünyanın tüm nimetlerini insanların hizmetine sunduktan sonra  izlemeye başladı. İnsan yeryüzünde çoğaldı. Çoğalan insanlar birbirlerine tahammül edemedi. Biri diğerini kıskandı. Öteki berikini çekemedi. İnsan, Yaratıcının kalplere koymuş olduğu sevgiyi işleyemedi. İnsanın içindeki sevgi azaldı. Düşmanlık, kin ve nefret arttı. Yayıldı…

Yorumlar kapalı

İnce Televizyon

Neriman Hanım, gözlerini izlemekte olduğu televizyondan ayırmadan elindeki elmayı soyuyordu. Kocası Kadir Bey öldü öleli evindeki hatta koca dünyadaki tek arkadaşı olmuştu bu televizyon.    Neriman Hanım  toz beziyle odaya girdiğinde Kadir Bey koltukta uzanmış,  her gün saatlerce elinden bırakmadığı Günlük gazetesinin dördüncü sayfasını okuyordu.    Göz ucuyla Neriman Hanım’a baktı.…

Yorumlar kapalı

ZEHRA

Sabahın ayazında elinde sakız kutusu, Fırından yeni çıkmış simidin taze kokusu, Gözleri mahmur yeni uyanmış anlaşılan, Yeni çıkmış derme çatma barakalarından. Çok olmamış aslında babaları öleli, Fakat insanlık ölmüş asırlardan beri, Zehra’nın hayatı bir insanlık trajedisi, Abi bir sakız… Abla bir sakız… Israrına bakan dilenci misin diye kızar. Bağlasan o…

Yorumlar kapalı

Hava Bakanlığı

İçerisinde  ne olduğunu kimsenin anlamadığı garip elektronik cihazlarla dolu büyükçe bir torbayla yürüyordu adam. Merhaba dedikten sonra cebinden bir kağıt çıkarıp, karşısında duran kişiye gösteriyordu. Karşısındakinin yüzünde beliren memnuniyet adamı ziyadesiyle mutlu ediyordu. Torbasından çıkardığı garip aleti  yanında durmakta olan kişinin koluna taktıktan sonra bir şeyler söylüyor ve yoluna devam…

Yorumlar kapalı

Seyyar Satıcı

Aykut sabah uyandığında her zaman yaptığı gibi mutfağa gitmiş. Kedisi Bulut’un mamasını tabağına doldurduktan sonra Bulut’un hızla mutfağa gelişini izlemişti. Ardından metalik bir ses duymuş. Sesin sahibini görmek için pencereyi açıp başını aşağıya uzattığında, seyyar satıcıyı görmüştü. Çıplak ayaklarıyla lapa lapa yağan kara aldırış etmeden, mavi örtülü pazar arabasını iten…

Yorumlar kapalı

Adem

    Hayatta kalabilmek için çok hızlı koşması gerekiyordu. Annesinden öğrendiği gibi gövdesinin ağırlığını öne doğru verdi. Arka ayakları ise ön ayaklarının kalktığı yere oturdu. Saniyeler içerisinde o kadar çok adım attı ki, arkasından koşan avcı çaresizce geri döndü.     Cennetteki ihtişam ve güzellikleri, kendisine verilmemiş olanı aldığı için kaybetti insan.…

Yorumlar kapalı

İlk İnsan

     Yaratıcı insanoğlunu yarattığı gün,      “Git! ”      “Altından ırmaklar akan bahçelerde gez dolaş. Gönlünce eğlen. Yarattığım şaheseri gör. Büyüklüğümü hisset, sana verdiğim nefes için şükret. Verdiğim yetenekleri fark et. Tecrübe et,”    “Yarattığım dünyada sen de işe yarar dokunuşlar yap.”     “Yalnız şu ağaçtan uzak dur.”  Dedi.       İnsanoğlu adına cennet…

Yorumlar kapalı

Mükemmel Etki

   Masanın üstünde duran, içi sevgi dolu kitabı yere düşerken gördüm. Acaba düşerken içindeki sevgi parçacıkları sağa sola saçıldı mı?    Umarım saçılmıştır.    Etrafa dağılan sevgi parçacıklarını balkondan sirkelesem. Rüzgarla birlikte sağa, sola uçuşsa, sevgi tüm atmosfere egemen olsa, sevgi yüklü bulutlar birbirine çarpsa, sevgi yağmur olup yağsa tüm insanların…

Yorumlar kapalı

Bir Aralık Tabu

    Günlerdir hiçbir şey yemeden dolaştığı ormanda, elindeki havucu ısıra ısıra yürüyordu tavşan. Bir yırtıcıya av olmadan bulabildiği havuç, onu bir süre daha idare ederdi. Tavşan, arkasından hızla koşan avcıyı fark etmese, belki de şu an hayatta olmayabilirdi. Bunu niye mi anlattım? Çünkü o tavşan şu an yaşıyor. Vahşi…

Yorumlar kapalı