"Enter"a basıp içeriğe geçin

Washington Enstitüsü’nün Türk Demokrasisine Bakış: 2023 ve Ötesi Raporu…

Washington Enstitüsü’nün, Türkiye’de muhalefet ve iktidar çalışmalarını analiz ettiği raporunda, ilginç ifadelere yer verildi. Raporda ABD’de Rand Raporundan sonra Washington Enstitüsü de Türkiye’ye dair yeni rapor yayımladı. Fakat Türk medyasında hiç böyle bir raporun varlığından bile söz edilmedi. Raporda 2023 ve ötesinin niye önemli olduğu, AKP’nin iktidara nasıl geldiği ve Erdoğan’ın yükselişinden bahsediyor. Gelin raporda neler bahsedilmiş bir göz atalım.

2023 Türkiye’de kim siyasette lider rolünü alacak?

Danforth, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2023 seçimlerini kazanması halinde, inşa ettiği rejimin kendisinden sonra da devamını sağlamak için halefini hazırlamak zorunda kalabileceğine işaret etmekle birlikte, “Erdoğan’ın karşı karşıya kalmaya devam edeceği siyasi zorluklar ve muhalefet göz önünde bulundurulduğunda, gücü kendi seçtiği bir halefine çok da kolay devredemeyeceği görüşündeyim” dedi.

Türkiye’de profesyonelleşmenin yerini nepotizmin, sahip olunması gereken birçok yetkinliğin yerini de Erdoğan’a kişisel sadakatin aldığını savunan Danforth, günümüzdeki Türkiye’yi nasıl gördüğünü şu sözlerle tanımladı: “Türkiye bugün ne tam bir demokrasi ne de konsolide bir otoriter devlet. Propagandasını yapanların inandırmaya çalıştığından daha zayıf, ama en şiddetli muhaliflerinin hayal ettiğinden de daha güçlü.” Tayyip Erdoğan ve Amerika için zor bir seçim olacak ve seçimle ilgili birçok belirsizlik var. Raporun bütününe baktığımızda şunu söylememiz mümkün: Artık ABD Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’yi yönetmesini istemiyor. Kesin olarak “Erdoğan’ın ne olursa olsun bir halefi seçmesini istiyorlar”. Peki ABD hangi seçenekleri göz önünde bulunduruyor. Danforth ’un raporuna göre birinci alternatif şu: Tayyip Erdoğan bu seçime bir kez daha aday olarak girebilir. İkinci alternatif ise, Tayyip Erdoğan bu seçime kendisi girmez, kendi halefisini tayin eder ve kendi seçtiği halefisi bu seçime katılır. Şimdi Tayyip Erdoğan kendisi doğrudan bu seçime aday olacak olursa daha önce yapılan belediye seçimlerinde AKP’nin kayıpları dikkate alındığında bu seçimde zorlanacaktır.

İsterse seçimler 2023’de, zamanında yapılsın, ister bir erken seçim olsun Erdoğan sandıktan çıkan sonucu kaybetse de kabul eder mi?

Danforth, ben bu sorunun yanıtını bugünden bildiğini iddia eden her kim varsa ona kuşkuyla yaklaşırım. Yazımda da dikkat çektiğim gibi, İstanbul belediye seçimlerinden çok farklı sonuçlar çıkartmak mümkün. Erdoğan, bedeli çok daha az olan İstanbul seçim sonucunu beğenmediği için seçimlerin tekrarlanmasını zorlamaya hazırdı ama daha sonra, tekrarlanan seçimler istediği gibi sonuçlanmamış olsa da, bunu kabul etti…

ABD, Türkiye’de siyaseti yeniden mi şekillendirmek istiyor?

 ABD 2023 seçimi sonrası Türkiye’nin kendi yörüngesinde bir uydu olarak kalmasını garanti etmek bunun için bu seçimi yönlendirmek ve Türkiye’nin Avrasya’ya kaymasını engellemek istiyor. Danforth, “Türkiye jeostratejik açıdan çok önemli bir ülkedir. Avrasya’ya doğru bir yönelme var. Koronavirüs nedeniyle jeopolitik dengeler büyük ölçüde değişecektir. Türkiye’de yeni arayışlar hızlanabilir. ABD bu seçimi düşünerek, ifade ettiğim gibi, Türkiye’yi yörüngesinde tutmaya çalışıyor. Türkiye’nin ABD için ne kadar önemli olduğunu gösteriyor” dedi.


2023 ve Erken Seçim Vurgusu

Raporda seçimler konusunda Erdoğan’ın risk almak istemeyeceği öngörülüyor. Bunun nedeni olarak, artan sorunların ve şu an için kazanıp kazanmayacağı konusunda şu anda anlaşılmaz olacağını söylüyor. Danforth Raporda “bana sorarsanız, isterseniz bir erken seçim olsun. İster 2023’de zamanında olsun. Erdoğan sandıktan çıkan sonucu kaybetse de kabul eder mi? Ben bugün sorunun cevabını erkenden verebilen varsa kuşku duyarım” diyor. Raporda, 2023 seçimlerini kazanması halinde inşa ettiği rejimin kendisinden sonra da devamını sağlamak için halefini hazırlamak zorunda kalabileceğini de belirtiyor. Ayrıca kendi bulunduğu zorluklar ve muhalefet ile karşı karşıya kaldığı durum göz önünde bulundurulunca kendi seçtiği halefine çok da kolay devredemeyeceği belirtiliyor. Yani Berat Albayrak’ı seçtirmek istiyor ancak gerek taban gerek parlamentoda çok büyük bir direnç olacağını düşünüyorum. Aynı zamanda büyük tepkiler de gelecektir.  

Raporda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın halefi kimler?

Bu raporda Bilal, Tayyip Erdoğan’ın oğlu olmasına rağmen Berat’ın gölgesinde kaldı diyor. Aynı zamanda Berat Albayrak’ın adı geçiyor ama Albayrak’ın güçlü bir aday olamayacağı da ifade ediliyor. Raporda ikinci olarak ise “milliyetçi veya askeri kimliğe sahip” bir kişiliğe işaret ediliyor. Şimdi “milli ve askeri kimliği olan şahıs kim olabilir?” diye düşündüğümüzde daha önce de Rand raporunun ifadelerini hatırladığımızda, bir sonuca varmamız ve bir tahmin yapmamız mümkün görünüyor. Danforth, “Bu askeri kimlikli şahıs kim?” diye. “Eski emekli orgenerallerden biri olabilir mi?” diye düşündüm. Şimdi emekli orgenerallerin hepsi yaşını başını almış durumda, Fenerbahçe Orduevinde koronavirüsten daha az zayiat vermekten başka bir şey düşünmüyorlar. Yine bu Rand raporunda, Türkiye’nin gündemine oturan raporda, Hulusi Akar hakkındaki sitayişkâr (övücü) sözlere baktığımızda ve bu raporu yorumlayan Amerikan yetkilinin “gelecekte onunla (Hulusi Akar) stratejik ilişkilerimizi devam ettireceğiz” dediğini hatırladığımızda, Hulusi Akar’ı işaret ettiğini tahmin etmemiz mümkün olabilir” dedi. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın ABD için “anahtar muhatap” olduğu yazılmıştı. Bu ne demektir?  Amerika’daki güç merkezleri, Pentagon ve Türk Genelkurmay Başkanları arasındaki diyalogları derinleştirmek ve Türk Savunma Bakanı’nın artan önemini dikkate alarak ABD-Türkiye Yüksek Düzeyli Savunma Grubu’nu canlandırmak için daha fazla çaba gösterilmesi gerektiğinde hem fikirlerdir.

Makalede Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu gibi AKP’den ayrılan isimlerin Erdoğan’ın karşısında bir şansları olmadığını söylüyor

Danforth, bu değerlendirmem büyük ölçüde yapılan anket sonuçlarına dayanıyor. Görünen o ki bu isimler muhaliflerinin oyunu alamayacak kadar geçmişte Erdoğan’a sadık olmuşlar. Erdoğan’ın destekçileri için de, onlara oy vermek istemeyecekleri kadar sadakatsiz isimler olarak algılanıyorlar. Ancak şu da açık: “seçim sonuçlarındaki küçük bir farkın ne denli önem taşıdığını göz önünde bulundurduğunuzda, kazanamayacak olsalar da alacakları birkaç yüzde oy bile Erdoğan için tehdit oluşturabilir” dedi.