Süleyman Soylu, DYP il başkanıydı, Demokrat Parti genel başkanıydı, “Tayyip Erdoğan padişah olmak istiyor” diyordu, Tayyip Erdoğan’ın çalışma bakanı oldu sonra içişleri bakanı oldu. Şimdi ise istifa etti ancak herkesin fark etmediği bir durum yaşandı. Biat kültüründe bunlar esastır, olumlu işler başkana, olumsuz işler bakan ve alt kademeye yazılır.
Dün akşam saat 22.00’da açıklanan sokağa çıkma yasağının ardından insanlar sokaklara çıktı ve yaşanan izdihamın faturası iktidara ve Süleyman Soylu’ya kesilmeye başlandı. Yasağın 3 saat önce söylenmesi daha önceden söylenmesi yönünde tepkiler vardı. Peki dün gece yaşanan bu olayın detayları neler? Sokağa çıkma yasağını 22:00’de açıklamayı uygun gördü. Peki, bir gün önceden hazırlandığı belli olan ve istisnai durumları açıklayan genelgeyi eş zamanlı olarak ilan etmemenin mantığı nedir? Ya da büyük şehirlerde ulaşımdan temizliğe bir çok konuyu koordine edecek belediye başkanlarını haberdar etmemenin sebebini anlayabilmiş değiliz.
Daha virüs ülkeye gelmeden hazırlık yapmaya başlayan bakanlıklarımız, 2 aydır her şeyi titizlikle hesap ederek adım atmaya çalıştı. Ta ki dün gece yaşanan sokağa çıkma yasağının bir anda ilan edilmesi ve sosyal mesafeyi ihlal eden insan görüntülerinin, fırınlarda oluşan sıra kuyruklarının oluşması ve bazı kavgaların da yaşanmasına kadar gitmiş idi. İçişleri Bakanlığı tarafından dün gece yayınlanan sokağa çıkma yasağı yönetmeliğinden bir önceki yönetmeliğine göre saat 21.00’de 30 Büyükşehir ve Zonguldak ili de dahil tüm market ve dükkanlar kapalı olmak zorundaydı.
Bu doğrultuda İçişleri Bakanlığı dün akşam yayınlanan sokağa çıkma yasağı kararını 1 gün önceden talimatı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan aldığını belirtmesi ile uygulamaya sokulması için açıklama yapılacak saat bekleniyordu. Açıklama saati tüm market ve bakkalların kapalı olacağı olacağı saat yani 22.00’da ilan edilmesi düşünüşülmüştü.
Genelge açıklanıp ekmek, su, ilaç, kargo, akaryakıt gibi birçok hizmetin devam edeceği açıklanacak, tüm valiliklere ve emniyete haber verilerek sokaklardaki güvenliğin sağlanması planlandı.Tüm planlamalar yapıldıktan sonra açıklama yapılacak ve “sokağa çıkma yasağı” ilan edilecekti.
Fakat beklenmedik bir şekilde bakanlık içinden birileri sokağa çıkma yasağını sosyal medyaya sızdırdı. Devletin Haber Ajansı (AA) dan önce söz konusu yasak saat 21:46’da birileri tarafından sosyal medyanın gündemine sokuldu ve panik yaratıldı. Sokağa çıkma yasağı yönetmeliğinin sızdırılması ve saat 21:46’da sosyal medyanın gündemine sokulmasının ardından AA tarafından aynı haber, saat 21:50’de abonelerine servis edildi ve yasak haberi iyice yayıldı.Devlet, tedbir alıp doğru zamanlamayı beklerken bir el devreye girdi.
Sızıntıyı yapan ve yönetmelik kararını önce bazı twitter hesapları ardından da devletin resmi haber ajansı üzerinden servis eden bu el, alınan tüm tedbirlerin boşa gitmesini ve kaos oluşmasını başarmakla kalmadı aynı zamanda iktidarı ve Süleyman Soylu’yu hedef tahtasına da oturttu. Muhtemelen Ankara veya İstanbul Cumhuriyet Başsavcılıkları, dün gece yapılan bu sızma ve yaratılmak istenen panik ve korku için bir soruşturma başlatır ama burada asıl önemli olan kim, kimlerin Sayın Süleyman Soylu’yu hedef alması. İşte bu sorunun cevabı içinde bakanlık devreye girmeli.
Dün gece yaşanan olaylar, devletin tedbirsizliği değil devletin içinde hala yer alan pelikancıların, eyleminin gerçekleştirdiği ve sızma faaliyeti ve sosyal medyada servis elemanı olarak kullanılan hesaplar üzerinden gerçekleştirilen operasyon sonucu meydana gelen bir sabotaj eylemi mi’dir?
Ya da medyada söylenen , Cuma akşamı açıklama yaparken sokağa çıkma yasağı kararını Sayın Erdoğan’ın talimatı ile verdik demişti. O cümlenin söylenmesi ve Tayyip Erdoğan yaşanan kaosun vebalini almamak, sorumluluktan kaçmak için Süleyman Soylu’yu görevden mi aldı?