"Enter"a basıp içeriğe geçin

Sabırdan sonra İBAN

Bildiğiniz üzere birkaç gün önce Cumhurbaşkanı Erdoğan ulusa sesleniş konuşması düzenledi. Herkes sokağa çıkma yasağı, Ohal ilanı ve virüs dolayından kaynaklanan mağduriyeti ve zararı karşılanmasına ilişkin bir haber bekliyordu. Ama çok önemli bir tedbir açıkladı, 3 ayrı hesabın İban numaralarını paylaştı. Tıpkı deprem olduğu dönemlerde Kızılay’ın yaptığı gibi hemen ardından bir bağış istenmesi durumu oldu.

Sahip olduğu iktidarın daha ne kadar aciz duruma düşürebileceğini merak ediyorum. Belediyeler ilk defa yardım toplamıyor ya da yardım kampanyası yapmıyor. Ha devlet içinde devlet diyorsa önce yalıda bulunan pelikan grubuna bir dikkat etse iyi olur.

İşin aslı müteahhit çetesi ile birlikte kasayı tam takırdan 2 ay fatura ödeyemeyecek bir duruma getirdiler. Ve artık iki hafta evden çıkmayın sağlığınız önemli parayı dert etmeyin diyebilecek ne bir anlayışları ne de buna yetecek sabır kaldı. Hazine garantili müteahhitler; köprüler, yollar, hava limanları ödemeleri ne olacak? Bunların hepsine birer birer para ödenecek.

O çok övdüğümüz şehir hastaneleri müteahhitlerine bile bu hastalıkta sıkıntı da para ödemeye devam ediyoruz. Hangi akla hizmet edildiğini anlayabilmiş değilim.

Bunun yanında kimseye güven de vermiyorlar. İnsanlar vakıflara,derneklere ve bazı kurumlara güven kalmayınca belediyelere bağış yapalım dedi. Ekrem İmamoğlu’na, Mansur Yavaş’a güvenip yardım yapmayı tercih ettiğini görünce tek yapabilecekleri bir şekilde bu yardımlara ket vurmak oldu.

Belediyeler de devletin bir parçası değiller mi? Belediyeler özelleşti de bizim mi haberimiz olmadı. Yasada açık açık belediyelerin de bağış toplayabileceği yazıyorken neden bir anda yasaklamaya gittiler, insanlar şu durumdayken bile bunu bir seçim yarışına çevirmeleri ne kadar acınacak halde olduklarını gösteriyor.

Devlette memuru bir çok kişiye mecburi bağış e-mailleri gidiyor, dekontları da müdürlerine iletmeleri isteniyor. bağış yapmak ne zamandan beri mecburi oldu? Mesela TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu. 10 milyon TL bağışladı. Ancak TOBB’un parasından bağışlamış. Yani parası çalışandan kesilecek. Ne güzel değil mi?

Kongo Cumhuriyeti bile su ve elektrik faturalarını biz ödeyeceğiz siz evinizde durun derken, bizim “özellikle son 17 yılda inanılmaz güçlenen ekonomimiz” neden buna olanak sağlayamıyor. Halkının sağlığı için 2 ay fatura bile ödenemiyorsa siz o koltuklarda oturmayı hak ediyor musunuz.

Bu sıkıntıyla nasıl başa çıkacağız. Birçok ülke de kredi alma veya para basma yoluna gidecek idi. Bizim iki yolumuz var. Ya para basılacak ya da İMF’den borç alacağız. Yoksa acilen bir kaynak bulunmalı, işsizlik fonu kullanılmalı, halk ekonomik yönden rahatlatılmalı, hazine garantileri bu yıl ödenmesin ve yetmezse de para basılsın.