Türkiye’de son günlerde sıkça konuşulan bir konu var; özel bir şirketin Kızılay üzerinden yaptığı bağış aktarması ve bu vakıfların ne yapmaya çalıştığını, bu paralarla neler yapıldığını ve haklı olarak yardımların kime ve nereye gittiğini sorguluyoruz. İnsanların resmî veya özel vakıflar aracılığı ile gönülden geldiğince yapılan ve ihtiyaç halinde ulaşabileceğimiz bir kurumlar olarak belirlenen ve görev alan kurum ya da kurumlar vardır. Fakat bu kurumlara ne güven kaldı ne de iltimas. Herkes Kızılay vakfından olası bir deprem, sel ve felaketlerde ilk müdahaleyi beklerken bir baktık ki 10 TL’ ye ihtiyaç kampanyası başlattı. Sonra bir bakıyorsunuz bir özel şirket (Başkentgaz) Kızılay’a bağış yaptım diyor. Kızılay ardından Ensar vakfına 8 milyon dolar aktarıyor o da Amerika’daki Turken vakfına aktarıyor. Yani devletin kurumunun ve özel şirket ile ne işi olabilir ki? Fırsattan istifade böyle bir durumda halkın duygularını sömürme aracı kurulmuş ve hayrete düşürücü yollara başvurmaktan geri kalmamışlar.
Vakıflar bu insanların hayırlarını bağışlayacağı ve bu insanların ihtiyaç halinde yardımları olanlara ulaştırmasını beklenir ama ticaret adına kullanılması yoluna da giderse, insana hizmet olmaktan çıkar, siyasetin aracı olur. Görmüş olduk ki siyaset ticarete, ticaret siyasete, vergiden kaçma biri kaçınma her ikisine araç edildi mi, artık bu sömürünün sonu gelmez
Yapılan işlemin vergisel bir boyuttan çıkmış artık, olayın içeriğinin yapılan bağıştan daha vahim. Çünkü Kızılay’ın başına Kerem Kınık gelmeden önce yıllık bağış 50 milyon 60 milyon TL iken bir bakıyoruz ki Kerem Kınık geldikten sonra bağış miktarı enteresan bir şekilde artıyor. 2016 yılında 1 milyar 703 milyon TL bağış alınıyor. 2017 yılında 2.5 milyar TL’ye yakın bağış alınıyor. 2018 yılında ise 3.5 milyar TL bağış alınıyor. Yani Kerem Kınık geldikten sonra bağışlar bu denli artarken acaba “transfer aracı” olarak mı? Kullanılıyor olması beni biraz düşündürdü. Bir hayır kurumunu üzerinden transfer veya köprü kurmak doğru mu? Merak ediyorum. Yasalara göre veya kanunlara göre böyle bir şey yapılabilir mi? Ya da bir kuruma bağış yapılırken sen o kuruma aktar diye “örtülü” bir işlev ile aktarılıp açıklanmaya gerek duyulmaması ne denli bir davranış olabilir ki.
Tüm vakıflar önceliklerini değiştirme yetkisine sahip, ancak bunu yapmanın bazı sorumlulukları var:1) Bir inceleme yaptığınızı ve bunun nedenini paydaşlarınıza bildirmek zorundasınız.2) Çalıştığınız zaman dilimi hakkında onları bilgilendirmek zorundasınız.3) Bu incelemede hedef kitlelerinizle doğru iletişim kurarak bu incelemenin çıktılarını net bir şekilde ifade etmelisiniz.4) Çalıştığınız alandan ayrılırken o alanda kalan aktörlere mümkün olan en az hasarla o alanı bırakmalısınız, bunun anlamı zamanınızı boşa harcamak ve yeni girişimlerinizle doğrudan ilgilenememek olsa bile.
Ve mesele kolay bir durum değil bunlar; şeffaflık, adillik ve hesap verilebilirlik ilkeleri ile sorgulanması gerekir.