Geçmişten günümüze yakın bir tarihten başlayarak hangi virüslerin yayıldığını ve neler olduğunu bir kez daha hatırlatmakta fayda sağlayacağını düşünüyorum. Çünkü sosyal medya ortamında yayılan birtakım haberler virüsten daha hızlı yayıldı. En azından şu anlık bizim ülkemizde görülmemiş olsa da psikolojik olarak herkese yayılır hale geldi. Ve bu yalan yanlış haberler ile birlikte bazı teoriler de üretilmeye devam etmektedir.
İlk olarak yakın bir tarihten örnek verecek olursak, 1986 yılında İngiltere’de yayılan Deli Dana Hastalığı, vejetaryenler hariç herkesi tedirgin eden ve bu hastalığın görülmesinin ardından tüm et tüketicilerini ve üreticilerini etkilemiş olan bu hastalık büyük salgınlar yapmadığı bilinse de pek çok ülke et üretimini durdurmuştu. Ve o yıllarda et tüketiminin durması ile birlikte bir kriz ortamının oluşması, pek çok kişinin beslenme alışkanlıklarını değiştirmesine bile neden olmuştur. Bu doğan krizde ise İngiltere 3 milyona yakın aşı satın almak durumunda kaldı.
1997 yılında ise Kuş Gribi yayılmaya başlandı. Bu sefer de Hong Kong’da tespit edildi. Başta Türkiye olmak üzere Kamboçya, Çin, Kazakistan, Moğolistan, Endonezya, Japonya, Laos, Güney Kore, Tayland ve Vietnam ’da salgınlar görüldü. Daha sonra ise ABD ’nin birkaç eyaletinde, Rusya, Hollanda ve Kanada’da saptanmış. Yine Asya’dan başlayıp Balkanların önünde kesilen bu virüs bir anda durdu ve ilerleme kaydetmedi. Bu sefer de dünya’da beyaz et üretimi ve tüketimi durdu. Başta Amerika olmak üzere 65 milyon dolar zarara uğradı. Türkiye’de çok sayıda tavukların yok edilmesi ve turist gelmemesi açısından ise 300 milyon TL zarara uğradı.
Şimdi ise Çin’de yayılan korona diye adlandırılan bir virüs yayıldı. İlk başta herkes biyolojik veya kimyasal saldırı olabilir mi? Sorusunu yanıtını arıyor olsa da, Çin gibi bir büyük bir devletin böyle bir virüs ile baş edemeyeceğini düşünmüyorum. En azından kentin karantina altına alınması, ülkeye giriş çıkışları kapatması ve çözüme yönelik çalışmalar ile devamının geleceği düşüncesindeyim. Veya bu virüsün yılan ve yarasa gibi hayvanları tükettiğinden dolayı bulaşmış olduğu çok söylenmiş olsa da zaten 5 bin yıllık Çin tarihi bunları hep tüketmiyor mu?
Öte yandan ise bazı haberlerde şuna rastladım. Çin’de büyük mezarlar kazıldığını falan söylüyorlar. İyi ama Çin ölülerini gömmüyor ki! Onlar cesetleri yakıyorlar. Bu ve bunun gibi saçmalıklara da hemen inanmayınız.
Oluşacak olan bu kriz Amerika devletinin işine yaramış olsa da dünya açısından büyük bir sorun oluşturacaktır. Son zamanlarda ekonomik yaptırımlar ile sarsılmayan bir ülke durumunda iken, Çin borsası adeta çökmüş durumda. Ne olacağını hep beraber göreceğiz…