Bir arkadaşımın ricası üzerine bu konuyu yazmamı ve seslerini duyurmak istediklerini bana ilettiler. Konu ise İstanbul, Kağıthane’de, Süleyman Hilmi Tunahan’ın cemaatine ait bir yurt (gece) 03.30 saatlerinde Kağıthane Belediyesi tarafından yıkıma başlanmış. Yurtta kalan öğrenciler ise haklı olarak tepki gösteriyor. Binayı boşaltmaya bile ihtiyaç duyulmaksızın yıkıma devam ettiğini bana gönderilen bir video aracılığı ile gördüm. Biber gazı ve plastik mermi sıkıldığı da söylendi anlaşılan o ki sıradan bir yıkım değil. Nasıl olabiliyor da bir belediye böyle bir uygulamaya imza atar anlamış değilim.
Geldiklerinde saat (gece) 3.30. Aceleleri ne acaba? Neden yangından mal kaçırır gibi geldiler? Biber gazı ve göz yaşartıcı gaz basarak uyandırdılar öğrencileri. Bu ülkenin geleceği öğrencilere bir gün süre vermediler. Öğrencileri çıkartalım, eşyaları çıkartalım demişler. Ama müsaade etmediler. Sabahı beklemeye bile izin vermemişler. 28 Şubat sürecinde bile böyle uygulama olmadığını söylediler. Tabii anlatılanları doğru kabul edersek, vicdan olarak onları anlamak çok zor. Hiçbir tebligat yapılmadan, bir gecede yıkım kararı ve yıkıma gitmek, olabilir mi böyle bir şey?
İddialar binanın risk oluşturduğu yönünde ama uyarı göndermeden bir gece ansızın gelinmesi.. Sabaha bırakmayıp, yürütmeyi durdurma kararı alınmasının engellenmesi çok üzücü, avukatlar her ne kadar bina sağlam veya çürük değil raporlarına itiraz etmiş olsalar da ellerinden bir şey gelmedi.
Bu olayların yaşanması kimin, kimle iş tuttuğunu görmemiz açısından çok önemli bir tecrübeyi bize yaşattı. Sadece iş tutmak değil. Gerçekleri haykırmaktan aciz belediye yetkilileri. Emniyet yetkilileri. Bir açıklama yapmayı düşünüyorlar mı? Aksine kamuoyunda bilgi kirliliğine sebep olmaya devam etmektedirler.