"Enter"a basıp içeriğe geçin

Ne birliği ne beraberliği

Sayın Ekrem İmamoğlu Türkiye’de birlik, beraberlik sözleri verirken iyi güzel herkes destekledi, inandı. Türkiye’nin bağımsızlığından, adaletinden söz edip, sonra da Avrupa Konseyi gibi kuruluşların önünde Türkiye’den yakınmak, ne ölçüde tutarlı bir davranış olmaktadır? Ülke sorunlarının tartışılacağı yerler, Avrupa ülkelerinin oluşturduğu forumlar, toplantılar değildir. Başvurulacak tek kaynak halkın kendisidir. Çünkü iyiye, doğruya, yanlışa karar verecek olan tek yasal halktır. Halk ile iletişim kurabileceğin yer Fransa değil, Türkiye’dir.

Avrupa Konseyi, Batılı ülkelerin oluşturduğu kurumdur. NATO ve IMF de batılı ülkelerinin çok uluslu kuruşlarındandır. Batı, uluslararası mali örgütleri, savunma kuruluşları, siyasal kuruluşları, bankaları ve birbiriyle ortak çalışan istihbarat örgütleri ile bir bütündür.

Düşünceler, kamuoyu aracılığı ile halka ulaşır. Kamuoyu açık tutuldukça çözülmeyecek bir sorun yoktur. Bilinçli bir yurttaşımız için kamuoyu kanalları, Avrupa Konseyi kulislerinden çok daha etkilidir. Türkiye’yi Avrupa Konseyi ile benzer kuruluşlara şikayet etmeyi, çok alçaltıcı bir davranış olarak görüyorum. Bağımsızlık yalnızca ekonomik, siyasal, askeri olduğu kadar da ideolojik bağımsızlığı da içermektedir. Bunlardan birini yok sayıp şahsi fikirlerini söylemek ve şikayet etmek, bu koşullarda iç meseleyi dışarı taşımak, demeç vermek ne kadar doğru?

Siyasal görüşlerimiz değişik olabilir. Ülke sorunlarına, çok değişik açılardan bakıyor olabiliriz. Bütün bunlar, ülkenin saygınlığını ve bütünlüğünü konularında bir araya gelmemizi ve birbirimize hoşgörü ile bakmamızı engellememelidir. Burda olan sorunları dışarı taşımak ve belediye başkanını ilgilendirmeyen konularda fikirlerini söylemek haddinize değildir.