"Enter"a basıp içeriğe geçin

Fatih Tezcan

İç siyasetin günden güne kısırlaştıran havası, insanın yüreği ile beyni arasındaki yolları tıkıyor. İnsan boğucu ve kasvetli bir havadan kurtulup, dağlara, çimenlere koşmak ister. Biraz sakin kalıp olaylara bakmayım diyorum ama ne mümkün, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlanıyor. Biri mutlaka huzur bozuyor. Kendisini Necip Fazıl Kısakürek sanan bir Atatürk düşmanı. Bundan hiç şüphem yok fakat bir Atatürk düşmanı olmakla beraber Necip Fazıl , Türkçeyi en iyi kullanan şairlerden biridir. Bundan da herhalde hiç şüphe yoktur. Fakat Fatih Tezcan cahil, cehaletinin farkında olmayan bir dangalak. Necip Fazıl ve Kadir Mısıroğlu’nun yerini doldurmaya çalışan bir müptezel.

Onların yolundan giden islamcı düşünürler acaba Necip Fazıl’ın Demokrat Parti döneminde Başbakan Adnan Menderes’in emri ile örtülü ödenekten para aldığını bilir mi? Nereden bilecekler? bilmezler. Bu örtülü ödenek davası tutanakların 92’nci maddesi ile, Necip Fazıl’ın örtülü ödenekten aldığı paraları kendi tanıklığı ile kabul ettiğini nereden bilebilir ki. Günden güne hepsi unutulsa da biz unutmuyoruz. Yazılarını çek karşılığı ve keyfiyetten yazan bu insanlar Türk milletinin değerlerini alaşağı edemezler. Parti fark etmeksizin toplumu ayrıştıran, ortak değerlerimize sürekli ve planlı şekilde saldıran. Hangi ırka mensup bilinmez. Bunun gibiler babadan oğula nesil, fabrikasyon insanlardır. 

Din kisvesi altında kökenleri gereği hareket edip, Türk’ün memleketinde Türk’ün ekmeğini yedikleri halde Atatürk’e ağız eğer, din ve millet adına takiye yaparlar. Bu rahatlığı elde eden şahıs hâlen tweet atmaya devam etmektedir. İmamı “iki ayyaş” diyorsa cemaat kim olur ki? Bu rahatlığı nasıl elde ettiğini çok iyi anlamışsınızdır.

İnsanları ”sen allahsızsın, sen allahlısın, sen alaylı, senin azcık allahın var, senin kitabın yok, sen yarın velini getir, senin peygamberin %5’e düşmüş” diye yaftalarken, yap dini yayın al paranı. Dünden bugüne değişen ne ki? Yalnızca kaldırımlar.