İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu’nun Arnavutköy’de yaptığı ziyaret sırasında bir esnafla tartışması gündemde olurken karalama ve iftira politikası da beraberinde geldi.
Esnafın kendisini överek,”biz sizin zihniyetinizi biliyoruz” demesini ve adeta kafa tutarcasına kin ve nefret ile bakarak ne yapmak istediğini anlamış değilim. Böyle yaparak birilerine yaranmak mı senin zihniyetin? Yoksa ortamı gerginleştirmek mi? Bu şekilde bir çözüm yolu olmayacağını bir yarar sağlamayacağını idrak edememiş sanırım. Bir parti adayı senin dükkanına gelip bir merhaba deyip elini sıkıyorsa saygılı bir şekilde konuşmayı devam ettirmek yerine tam tersi bir tutum izlemek yanlış davranış. Aynı durum bir başka siyasetçi için de geçerli.
Meseleyi zihniyet konusuna bağlamak yerine Ekrem İmamoğlu’nun hangi sözü söylediğine ve İstanbul’u kimlerle beraber yöneteceği konuşmasının öncesini ve sonrasını izlemiş olsaydı bunlar konuşuluyor olmayacaktı. Sonuçta İstanbul seçimi her şey değil. Türkiye gündeminde ekonomi, işsizlik, enflasyon, dış borç gibi birtakım sıkıntıların çözülmesi gerekirken biz hâlâ bu tarz olaylar ile uğraşıyoruz. İstanbul kazanılınca bütün sorunlar çözülecek mi? Bu gidişata bir dur demek gerekir. Türkiye’yi iç kargaşaya sürüklemek isteyenler amacına ulaşırsa sonuç iyi olmayabilir. Türkiye kritik günlerden geçiyor. Halk kavga değil, birlik istiyor. Bu gidiş iyi bir gidiş değil! Bilmem Türkiye’yi yönetenler farkında mı?