Geçtiğimiz bir hafta içerisinde Suudi Arabistan’da sıcak gelişmeler yaşandı. Suudi Arabistan’ın Lübnan’da Hizbullah’a karşı desteklediği Saad Hariri, geçtiğimiz hafta Suudi Arabistan’a bir ziyaret gerçekleştirdi ve Arabistan’da istifa açıklaması yaptı. Yaptığı istifa konuşmasında İran ve Hizbullah’a yüklenen Hariri ‘İran’ın bölgedeki elleri kesilecek’ deyip istifa etti. Kendisine suikast girişiminin olduğunu söyledi. Ne kadar Hariri, Suudi Arabistan’ın gözünden düşse bile İran ve Hizbullah konusunda Suudi Arabistan ile aynı düşüncede.
‘Saad Hariri Suudi Arabistan tarafından zorlamı istifa ettirildi’ cümlesini özellikle Lübnan dile getirdi. Hizbullah’ın lideri Hasan Nasrallah Hariri’nin istifasının ‘Suudi Arabistan’ın zorlamasıyla’ olduğunu söyledi. Eğer istifayı Suudi Arabistan yaptırdıysa Suudi Arabistan Hariri’ye olan desteğini neden çekti? Lübnan’da ne yapmak istiyor? Hariri Suudi Arabistan’ın güvenmediği ve gözden düşürdüğü biri de olabilir.
Hariri istifasından sonra Lübnan’a gitmedi. Lübnan’dan yapılan açıklamada ‘Hariri’nin Lübnan’a dönmesi istendi.’ Hariri’nin şu an için tam olarak nerede olduğu? Suudi Arabistan tarafından gözaltında tutulup tutulmadığı? Sorularının cevapları halen belli değil. Dün (Cumartesi) günü Lübnan’dan yapılan açıklamada ‘Hariri’nin Suudiler tarafından zorla alıkonulduğu’ açıklaması geldi. Hariri’nin nerede olduğu konusunda rehin tutulup tutulmadığı konusunda bazı iddialar da ortaya atıldı.
Olası Savaş İhtimali
Suudi Arabistan, Dışişleri Bakanlığın’dan yaptığı açıklamada ‘Lübnan’daki Suudi Arabistan vatandaşlarının ülkeyi terk etmesini’ istedi. Yapılan bu açıklama bile savaşın habercisi. Suudi Arabistan, İran ve Hizbullah’a karşı bir tutum sergiliyor. Hizbullah küçümsenemez bir güce sahip. Askeri gücü olan Hizbullah, Lübnan’da siyaset yapan bir parti yanılmıyorsam iki bakanı var aynı zamanda milletvekilleri var.
Hizbullah’a karşı olası saldırıyı İsrail yapabilir. Suudi Arabistan da bunu istiyor. Yalnız İsrail eğer Hizbullah’a saldıracaksa buna hemen karar vermez. Tekrar, tekrar düşünür çünkü Hizbullah, İsrail’e karşı zafer elde etmişti. İsrail bu yenilgiyi bir kez daha tatmak istemiyor. Hizbullah’a karşı yapılacak bir operasyonda İran Hizbullah’a desteğini devam ettirecektir.
Suudi Arabistan’da yaşanan son gelişmeler sıcaklığını koruyacaktır.
***
Suudi Arabistan’da yaşanan sıcak gelişmelerden biri de Kral Selman veliaht Preseni olarak 32 yaşındaki oğlu Muhammed Bin Selman’ı atadı. Bu hamlesi ile yeğeni olan Muhammed Bin Nayif’i ileride tahta geçmesini engellemiş oldu. Muhammed Bin Selman batıya yakınlığı ile bilinen bir isim.
Muhammed Bin Selman, veliaht olduktan sonra ‘ılımlı İslam’ açıklaması ile çok tartışıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz Cuma günü Kadın Girişimciler Toplantısın’da yaptığı konuşmada “Bir konuyu yeniden köpürttüler: Ilımlı İslam. Bu ılımlı İslam kelimesinin patenti Batı’ya ait. Bunu söyleyen kişi kendine ait olduğunu düşünüyor olabilir ama sana ait değil. İslam’ın ılımlısı, ılımsızı olmaz. İslam tektir. Kimse İslam’ı çeşitlendirme gayreti içine giremez. Mesele şu; İslam’ı zaafa düşürmek.”
Suudi Arabistan’ın sekülerleşmeye doğru gittiğini görüyoruz. Suudi Arabistan’da geçtiğimiz hafta ‘Saray Darbesi’ gerçekleşti. ‘11 prens, 4 bakan, 34 eski bakan ve onlarca iş adamı ile bazı güvenlik yetkilileri yolsuzluk ve rüşvet soruşturması kapsamında gözaltına alındı.’
Suudi Arabistan, ABD ekseninde daha doğrusu Kral Selman ve veliaht Muhammed Bin Nayif ABD’nin kontrolünde hareket ediyor.
