"Enter"a basıp içeriğe geçin

Kategori: Felsefe

Çocuk olmak

Hayaller, düşler ve umutlar ortasında yaşamak… Bir sonraki anda değil, yaşadığı anda kalmak ve o anın keyfini sorgusuzca çıkarmak. Sanki hiç bitmeyecek gibi sadece mutlu olduğu ana odaklanıp kalmaktır çocuk olmak… Masallardan arkadaş edinip, bulutlardan yaptığı atın üzerine binip, macerada at koşturmaktır çocuk olmak. Evcilik oyunu oynayıp, sonrasında topu kaptığı…

Yorumlar kapalı

Bir garip memnuniyetsizlik

Varlık ve yokluk arasında savrularak devam ettiğimiz hayatta ne çok olaylarla karşı karşıya kalıyoruz. Kimi zaman bizleri bekleyen olayları gülümseyerek, kimi zaman ise üzülerek karşılıyoruz. Bunun sebebi gerçekten karşılaştığımız olayların bizi iyi ya da kötü etkilemesi mi? Yoksa hiçbir şeyden memnun olmama, olamama hâli midir? Küçük yaşlardaki çocuklardan tutunda, yetişkin…

Yorumlar kapalı

Hoş bulduk! Diyebilmek umuduyla

Her sene yaz ayları yaklaştıkça, hele de havalar ısındıkça gurbet ailelerinin izin telaşı başlar. Daha önce ilk yazımda biraz olsun anlatmaya çalışmıştım memleket sevdasını. Bu sefer bizim yüreğimize başka bir sevda düştü. Bu sevda öyle birkaç haftalık izin sevdası değil, memlekete dönüş, vatan hasretinin bitiş sevdası… Ne çok zaman olmuş,…

Yorumlar kapalı

Konuşabilmek mi? Konuşmayı bilmek mi?

“Tatlı dil, yılanı deliğinden çıkarır” derler ama, yine aynı dil inanın o yılanı bile kaçırmayı başarabilir. İnsanoğlunun muhteşem yaradılışındaki bir sır ise, konuşmamıza vesile olan dildir. İnsanlar arasındaki anlaşmayı sağlayan bir araç olarak da tanımlanır. Neyi istersen, hangi harfi istersen o harfe dönüşür ve dökülüverir kelimeler birer birer. Sıralanan harflerden…

Yorumlar kapalı

Güzelliğin on par’etmez

Geçici güzelliklerin hevesine kapılıp, nelerden vazgeçtik şu hayatta. Bakıp da görmeyi bilemedik, bildiklerimizi ise göremedik. Güzel olanın peşine takılıp diyar diyar gezdik de bir türlü menzile varamadık. Ah bu güzellik! Ne dertlere deva ne başlara bela oldu. Güzeli gören mi buldu hayatı, güzel bakan mı? Bu çelişkilerle insan ömrü boyunca…

Yorumlar kapalı

Şeytan dürtmüş!

  Tüm öğrencilerde bir heyecan. Elinizdeki sınav kâğıtlarına bakıp merak ediyorlar. ‘’ Hocam hemen okuyun-hocam ben kaç aldım-hocam önce sonuçları okuyun sonra derse geçelim vs.’’  Bu her öğretmen ve öğrencinin alışık olduğu manzaradır. Genelde beni şaşırtan ise sınava hiç çalışmamış ve bundan sonrası da pek parlak görünmeyen öğrencinin de sınav…

Yorumlar kapalı

Bahara doğru

Soğuk bir kıştan sonra, herkesin yapmak istediği bir şeyi yaptım. Toplamaya başladım hayatın bavullarını. Tam yolculuk zamanı bahara doğru… Kapatıp hüzün perdelerini, açınca hasret lambasını ateşi kayboluveriyor kuzine sobanın. Üzerinde kaynayan bu demlikler de olmasa, içini ısıtabilir mi hiç? Her şeyi toplamaya başladım, arada demli bir çayla, veda ediyorum en…

Yorumlar kapalı

Karton Adam

Şekli ‘’adam’’ olup da ”adam” sıfatı taşımayanlara verdiğim isim ‘’karton adam’’. (Buradaki ‘’adam’’ kelimesi insan anlamında kullanılmıştır; kadın, erkek, üçüncü cinsiyet fark etmez) Belki de etrafın karton adamlarla sarılı ancak henüz bunlara bir isim vermeyi düşünmemiş olabilirsin. Gel anlaşalım; burada yazdıklarıma uyan birini görürsen o’na karton adam diyelim bundan sonra.…

Yorumlar kapalı

‘’Ruh’’ kavramına vurulan son darbe ‘’Bilinç’’

Şaman büyücüleri hastalığa sebep olan kötü ruhları kovmak için hastanın etrafında dans edip şarkı söyler, tütsü yakar, kendisinden başka kimsenin anlamadığı bir dilde sesler çıkarırdı. Hristiyanlar uzunca bir süre, içinde şeytan olduğunu iddia ettikleri ‘’sapkınları’’ ateşte yaktılar. İslamiyete musallat olmuş cinciler hastanın ‘’içine kaçan’’ üç harfliyi çıkarmak için Kuran’ın dışına…

Yorumlar kapalı