"Enter"a basıp içeriğe geçin

Yazar: Fadime Çetinkaya

30 Ekim 1978 doğumlu, her şeyden önce kul, sonra evlat, eş ve anne olma çabasında...
Yazdıkça öğrenenlerdenim...

Bir garip memnuniyetsizlik

Varlık ve yokluk arasında savrularak devam ettiğimiz hayatta ne çok olaylarla karşı karşıya kalıyoruz. Kimi zaman bizleri bekleyen olayları gülümseyerek, kimi zaman ise üzülerek karşılıyoruz. Bunun sebebi gerçekten karşılaştığımız olayların bizi iyi ya da kötü etkilemesi mi? Yoksa hiçbir şeyden memnun olmama, olamama hâli midir? Küçük yaşlardaki çocuklardan tutunda, yetişkin…

Yorumlar kapalı

Hoş bulduk! Diyebilmek umuduyla

Her sene yaz ayları yaklaştıkça, hele de havalar ısındıkça gurbet ailelerinin izin telaşı başlar. Daha önce ilk yazımda biraz olsun anlatmaya çalışmıştım memleket sevdasını. Bu sefer bizim yüreğimize başka bir sevda düştü. Bu sevda öyle birkaç haftalık izin sevdası değil, memlekete dönüş, vatan hasretinin bitiş sevdası… Ne çok zaman olmuş,…

Yorumlar kapalı

Konuşabilmek mi? Konuşmayı bilmek mi?

“Tatlı dil, yılanı deliğinden çıkarır” derler ama, yine aynı dil inanın o yılanı bile kaçırmayı başarabilir. İnsanoğlunun muhteşem yaradılışındaki bir sır ise, konuşmamıza vesile olan dildir. İnsanlar arasındaki anlaşmayı sağlayan bir araç olarak da tanımlanır. Neyi istersen, hangi harfi istersen o harfe dönüşür ve dökülüverir kelimeler birer birer. Sıralanan harflerden…

Yorumlar kapalı

Güzelliğin on par’etmez

Geçici güzelliklerin hevesine kapılıp, nelerden vazgeçtik şu hayatta. Bakıp da görmeyi bilemedik, bildiklerimizi ise göremedik. Güzel olanın peşine takılıp diyar diyar gezdik de bir türlü menzile varamadık. Ah bu güzellik! Ne dertlere deva ne başlara bela oldu. Güzeli gören mi buldu hayatı, güzel bakan mı? Bu çelişkilerle insan ömrü boyunca…

Yorumlar kapalı

Bahara doğru

Soğuk bir kıştan sonra, herkesin yapmak istediği bir şeyi yaptım. Toplamaya başladım hayatın bavullarını. Tam yolculuk zamanı bahara doğru… Kapatıp hüzün perdelerini, açınca hasret lambasını ateşi kayboluveriyor kuzine sobanın. Üzerinde kaynayan bu demlikler de olmasa, içini ısıtabilir mi hiç? Her şeyi toplamaya başladım, arada demli bir çayla, veda ediyorum en…

Yorumlar kapalı

Gök bahçede

Birçok şey sığdırabiliyor insan, kısacık ömrüne. Kimler girip çıkıyor, açtığımız ömür kapısından. Ne çok insan tanıyoruz ve ne çok benlikler. Her ne kadar etrafı acı ile de çevrilse, içinde bulunan hayalleri hep tatlıdır hayatın… Sanki sonsuz bir bahçenin, ulaşamadığımız diğer tarafı gibi. Ne de olsa bu bahçenin bir de bahçıvanı…

Yorumlar kapalı

Merhamet merhamet

Son günlerde sokak hayvanları ile ilgili çıkan haberlere bakarken insanlığımdan utanır oldum. Sokaktaki hayvanları zehirleyip, öldürmek nedir? Veya akla gelmeyecek işkenceleri, masum bu canlara reva görmek nedir? Ne çabuk unutuyoruz dinimizin ve insanlığın gereği olan “merhametli” olmayı. Hayır anlayamadığım şey, bu kadar akla gelmeyecek işkenceleri yapabilen insan olabilir mi? Kimi…

Yorumlar kapalı

Sevmek kendini bulmaktır

Sevmek denince ne geliyor aklınıza? Sevmek hem karşılık beklemeden hem hesapsız hem de yürekten denir ya, işte gönlünü açtığına bağlanmaktır körü körüne. Ne filmlere konu oldu, ne şiirlere söz oldu. Ne yürekler yaktı öylesine. Şarkılar onsuz anlamsız, hissiz ve yapayalnız. Bu kadar büyük ve güçlü bir duyguyu hak edebiliyor muyuz?…

Yorumlar kapalı