"Enter"a basıp içeriğe geçin

100. Yılında Ekim Devrimi

1688 İngiliz Görkemli Devrimi ile birlikte burjuvazinin, krallıkların ve imparatorlukların dibine bir dinamit atılmıştı. Görkemli Devrim Büyük Britanya’da fikri mülkiyet haklarını kararlılıkla uygulamaya koydu ve böylelikle yenilikler için büyük bir itici güç oluşturdu. Keyfi vergilendirmeye son verildi ve tekeller neredeyse tümüyle ortadan kaldırıldı. Ardından yine bu topraklarda Sanayi Devrimi başladı ve yeni dünya düzeni için adımlar atıldı. Arkasından Fransa’da ihtilal oldu ve artık dinamitin yanması iyice hızlandırıldı. Napoleon Bonaparte Fransız İhtilali’nin etkilerini tüm Avrupa’ya ve hatta Afrika kıtasına kadar ulaştırmayı başardı. Dinamitin artık patlama zamanı gelmişti ve bunun için 1. Dünya Savaşı kusursuz bir alan oldu. Savaşın sonrasında artık dünyanın her yerinde artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Bu burjuvazinin, krallıkların, imparatorlukların sonu; halk iradesinin teknolojinin ve sanayinin başlangıcı anlamına geliyordu. İşte 1917’de Çarlık Rusya’sında da olan buydu. Yozlaşmış imparatorluklara son vermek için bir devrim gerekiyordu ve bu gerçekleşmek zorundaydı.

Vladimir Lenin 19 Kasım 1917’de Pravda gazetesinden emekçilere sesleniyordu “… Halkın çoğunluğu bizden yana. Tüm dünya emekçilerinin ve ezilenlerin çoğunluğu bizden yana. Adalet davası bizden yana. Zaferimizi hiçbir şey engelleyemez… Bütün iktidarı alın ve kendi sovyetlerinize verin. Toprağı, buğdayı, fabrikaları, yiyecek maddelerini, ulaştırma araçlarını gözbebekleriniz gibi koruyun. Bütün bunlar bundan böyle sizin malınız, tüm halkın malı olacaktır…”

Bu despotik ve yozlaşmış devletin alaşağı edilmesinin vakti gelmişti, halk Lenin ve Troçki’nin önderliğinde birlik ve bütün olmuş ve insanlığın en büyük devrimlerinden birinde zafere ulaşmışlardı. Bu devrim bütün modern toplumların binlerce yıllık temellerini, üretim ve ticaretin finansal kontrolünü üstlenen gizli diktatörleri ve tekelleri çökertmeyi hedefleyerek gücünü ortaya koymuştu.

Devrim her şeyi etkilemişti, eğitimi bile. Daha iyi bir geleceğin anahtarı olan çocuklara üstün değerleri anlatan kitaplar sağlamak Sovyetler’in en önemli hedeflerinden biriydi. Sovyet çocuk edebiyatı gündelik meseleler üzerine söz söyleyebilen bir nitelik kazanmıştı. Sovyetler Birliği’nin hızla sanayileştirilmesi gerektiği gibi çocuklar da hızla eğitilmek zorundaydılar. Çocuklara asla gerçek hayatta göremeyecekleri türden şeyler anlatılmamalıydı. Değil dini figürler, masalların alelade unsurları olan devler, süper kahramanlar, cadılar, büyücüler ve benzerleri de çocukların zihninden uzaklaştırılıyordu.

100 yıl geçti aradan ve evet sonradan yozlaşmış Sovyetler Birliği devrimi anlayamadan, devrimin bazı hatalarından ders alamadan, sanayi ve teknoloji alanında ilerlemeyi tam anlamıyla gerçekleştiremeden tarihin sayfalarına karıştı ama o devrim, liderleriyle ve halkın bütünüyle beraber hala tarih kitaplarındaki yerini koruyor.

Devrim olmuştu ama Lenin mutsuzdu “gülünç derecede yetersiziz” diyordu. Devrimin bazı hatalarını kabul ediyor ve devrimin her an kendini yenilemesi gerektiğine inanıyordu. Ama alınacak dersler Lenin’in ölümünden sonra ihmal edildi. Sonrasında da Lenin’in vizyonuna ait bir Sovyet lider ortaya çıkmadı. Winston Churchill, Lenin için diyordu ki “Onun zihni dikkata şayan bir aygıttı… Işığını saçtığında bütün dünyayı, onun tarihini, acılarını, aptallıklarını, yalanlarını ve hepsinin ötesinde hatalarını açığa çıkarıyordu…”

 

Kaynaklar: Alain Badiou’nun Verso Books’daki Lenin:”Adalet bizden yana” yazısı, “Lenin 1917’de ne düşünüyordu?” New York Times, Daron Acemoğlu ve James Anderson Ulusların Düşüşü kitabı.