"Enter"a basıp içeriğe geçin

Yemeli mi? Yememeli mi?

Beslenme insanoğlunun tarihi kadar eski bir olgudur. İnsanlar önceleri açlık hissini bastırmak için besleniyordu.

İnsan türü dışında kalan diğer canlılar hala sadece hayatta kalabilmek için yemeye devam ediyor.

Fakat,

İnsanoğlu bu işten para, haz ve şöhret kazanmaya başladı.

İnsanoğlu hazzına daha fazla haz, şöhretine daha fazla şöhret ve parasına daha fazla para katmak için hiçbir şeyden geri kalmayan bir varlıktır.

İnsanoğlu, tarihin akışı içinde keşfettiği farklı tür bitkileri, birbirine karıştırarak enfes salatalar yapmayı öğrendi.

İnsanoğlu, bitkilerle başka bitkileri birarada pişirerek muhteşem sebze yemekleri yapmayı öğrendi.

İnsanoğlu, tavuk eti, kuzu eti, bıldırcın eti, dana eti ile harikalar yarattı. Bazen fırında, bazen tavada, bazen tencerede, bazen de mangalda herbiri çok leziz yemekler pişirdi.

Kabartma tozunu, vanilyayı keşfetti insanoğlu. Pudingi, kakoyu öğrendi. En önemlisi buğdayı öğüterek una dönüştürmeyi öğrendi.

Nar çiçeğinin güzel görüntüsünün ardından gelen meyveyi keyifle yedi insanoğlu. Sonra nar ekşisi yapmayı öğrendi.

Dere otunu, brokoliyi, marulu, tereyi, naneyi binbir türlü  bitkiyi yemeyi öğrendi.

Bitkileri doğası dışında üretmeyi de öğrendi. GDO diye de birşey öğrendi insanoğlu.

Bitkiler daha hızlı büyüsün daha çok meyve sebze üretelim. Yani daha fazla para kazanalım diye, tarımda ilaç devrini başlattı insanoğlu.

Pazarlarda sebze meyveye üşüşen sinekler artık neden yok. Çünkü bizim alamadığımız ilaç kokusunu onlar alıyor ve yaklaşmıyor tezgahlara. Nefsine hakim olamayan birkaçı dışında.

Anneler, annelerinden öğrendi yemek yapmayı. Sonra kızlarına öğrettiler. Bir süre sonra yemek yapan erkeklerde oldu. Erkeklerinde yemek sahnesinde rol alması yemeğin artık ticaret malzemesi olarak kullanması ile aynı zamana denk düşer

Yemekler güzelleştikçe çeşitlendi. Çeşitlendikçe güzelleşti.

Yaptığı yemeklerin tarifini sır gibi saklayan insanlarda oldu zaman içinde. Bir dilim baklava için yıllarca hapis yatan da oldu. Bir lokma ekmek için kocaman bir beslenme şirketinin buzdolabında ölüme terkedilenlerde.

Yemek için, daha çok yemek için, farklı tür ve tatta yemek için ölende oldu. Öldürende.

İnsanoğlu, öğrendiği yemeklerin daha iyisini, daha farklısını yapmak için aşçılık okulları açtı. Bu konuda doktoralar yaptı.

Tanrının tüm canlılarda ortak özellik olarak yarattığı beslenme güdüsü, açlık hissi yada siz adına ne derseniz deyin. Birilerinin işi oldu. Birilerinin ise yaşam sebebi.

Solunum gibi, boşaltım gibi temel bir işlev. Çok süslendi. Çok gelişti. Geliştirildi. Artık bir takım çevreler; yemek için yaşamak statüsüne geçiş yaptı. Bu geçiş insanlara çok pahallıya patladı. Çünkü: Yemek için yaşayanlar; daha çok yemek için öldürmeye başladı.

Sözün özü: Yemek sadece yemektir. Beslenmek hayatta kalmanın zaruri bir ihtiyacıdır. Bir lokma ekmek için yemeyin birbirinizi.