"Enter"a basıp içeriğe geçin

Yukarı Tükürsen ABD Aşağı Tükürsen Rusya

Osmanlı Devleti’nin 600 yıllık 3 kıtaya hükmeden şanlı hükümranlığının ardından ne yazık ki ülkemizin bağımsızlığı, retorik bağımsızlıktan öteye gidebilmiş değildir.

Topraklarımıza yönelik işgal girişimleri, Kürdüyle, Türküyle, Arabıyla iman dolu göğsünü siper eden bu ülkenin inançlı evlatları sayesinde büyük bir oranda bertaraf edildi.

Söz konusu coğrafik işgaller olunca, bu saldırılara karşı yekvücut olup karşı koymayı bildik. Bu yüzdendir ki, Emperyalistler topraklarımızı, zenginliklerimizi ve kültürümüzü dışarıdan müdahalelerle ele geçiremeyeceğini anlayınca farklı arayışlara koyuldu.

Emperyalistler, oyunu çok sinsice ve ustalıkla oynamaktalar. Hedefledikleri kirli emellere ulaşmanın yolunun, zihinlerimizi işgal etmekten geçtiğinin farkındalar.

Karanlık hedeflerine ulaşmak, kültüründen, inancından ve tüm manevi değerlerinden koparılan bir nesil oluşturmak için ellerindeki tüm imkânları seferber etmişlerdir.

Sonuçta hedefine ulaşmış ve kendi insanına, değerine ve kültürüne yabancı bir sürü uşak edinmiştir.

Yine bu uşakları tüm imkânlarını seferber ederek Müslümanların başına yönetici yapmış ve Müslüman ülkeleri istedikleri doğrultuda yönlendirme fırsatı yakalamışlardır.

Ülkemizde uşak olmaya meraklı o kadar çok köle ruhlu insan var ki, Emperyalistler, kendilerine her dönem köpeklik yapacak nice mankurt edinebilmiştir.

Bugün de ülkemiz, ABD ve Rus uşağı mankurtların elinde bir oraya bir buraya savrulmaktadır. Bir dönem FETÖ ile altın çağlarını yaşayan ABD, ülkedeki kuklalarıyla her türlü haksızlığa ve adaletsizliğe imza attı.

FETÖ’cülerin kirli yüzleri ve uşaklıkları ifşa olunca kısmen tasfiye oldular. FETÖ’den boşalan koltukları Rus uşakları doldurdu ve ülkeye hâkim olmaya başladı. Bu sefer Rus uşakları altın çağını yaşamaya başladı.

Değişen uşakların sadece ismi ve tarafı olunca her zaman olduğu gibi adalete hasret kalan biz olduk.

Yargıda üstünlüğü Rus uşaklarına kaptıran ABD uşakları, adalet kisvesine bürünüp dalalet yolundaki yürüyüşlerine devam ettiler.

Uşaklar kapıştıkça olan mazluma oldu. 15 Temmuz’da iman dolu göğsünü, alçak darbelere siper eden kahramanların adı haine çıktı.

Adalet, zalimin ağzına sakız olsa ne yazar! Mazluma adalet er ya da geç uğrayacaktır. Biz, dünyada buna şahitlik ettik, ediyoruz. Mahkeme-i Kübra’da da defterlerin dürüleceği o günde Adalet sahibi, mutlak adaletle hükmettiği zaman, mutmain bir kalple Allah’ı hamd ve tespih edeceğiz.

“Allah bize yeter, O ne güzel vekildir.” (Al-i İmran 173)